26 Ocak tarihi itibariyle SYRIZA, Yunanistan’da 41 yıllık PASOK yönetiminden ilk defa ülke tarihinde radikal sol bir parti olarak yönetime geldi. Alexis Tsiparas’ın önderliğinde PASOK egemenliğine noktayı koyan SYRIZA beraberinde verdiği vaatleriyle tartışmalara neden oldu.
Bu tartışmalar Yorum Farkı köşemize konu olurken birçok Avrupa Birliği ülkesini yakından ilgilendirirken, aynı zamanda Türkiye’yi ve uluslararası alanda küresel aktörleri de yakından ilgilendirmekte. Tüm tartışmalar hali hazırda devam ederken tartışmaların en alevli olduğu ülke haklı olarak Almanya. Almanya’nın şuanda Yunanistan’a yönelik yardım programları devam etmekte ve Yunanistan’da başa gelen yönetimin bu borçların ödenmesinin mümkün olmadığına dair açıklamaları kaygı yaratmış durumda. Alman Merkez Bankası Başkanı eğer Yunanistan borçları ile ilgili bu şekilde bir politika izlerse yardım planlarında değişikliğe gidebileceklerini belirtti ve ekledi, bu durum Yunanistan’ın Euro Bölgesinin dışına çıkarılmasına kadar gider dedi. Yunanistan’da başa gelen partinin AB karşıtı duruşunun yanı sıra Radikal Sol yani Soğuk Savaş zamanlarının komünizm partilerine benzerliği ise uluslararası arenada kimi kesimleri pek mutlu etmedi. Mutlu olmayan bu kesimlere Almanya’nın Şansölyesi Angela Merkel’i de eklemek mümkün. Kendisi bir açıklama yapmasa da danışmanlarının açıklamalarına bakılırsa Yunanistan verdiği sözleri tutması gerektiği vurgulanmış. [1]
Konunun bir de Rusya kaynaklarında nasıl işlendiğine bakacak olursak, Ruslar daha çok ideolojik kısmına yönelmek istemişler açıkçası. Yunanistan’a yakın zamanda yardım paketleri öneren Ruslar bu sefer başa gelen yönetimle daha iyi anlaşabilmek gibi bir niyetleri olabilir. Henüz buna dair bir açıklamaları olmasa da Çipras(Tsiparas)’ın Dini Yemin etmediği ile ilgili haberine vurgu yapılmış. [2] Aynı zamanda bu sol yükselişinin Avrupa’nın diğer ülkelerine örnek olabileceğine dair haber de dikkatleri çekmekte.[3]
Amerika’nın Sesi ise bu konuya Avrupa’ya paralel şekilde yaklaşmış. Almanya’nın Yunanistandaki seçimlerden sonra kaygılandığını Yunanistan’ı zor günlerin beklediğinden bahsedilmiş. Aynı şekilde Almanya ile aralarında yapılan anlaşmalara uyulmaması halinde yardımların kesilmesi tehditlerini vurgulamışlar. [4] Bir de Sputnik News gibi konunun ideolojik kısmına da değinilmiş. Yunanistan tarihinde ilk kez Radikal Sol’un başa geldiğini vurgulamışlar.[5]
Türkiye’de ise, Yunanistan ile olan ezeli rekabeti bir yandan AB ile olan üyelikteki Yunanistan engelleri de göz önüne alınırsa Türkiye 2015 yılında bahsedildiği gibi Eylem Yılı olabilir. [6] Yunanistan Çipras’ın AB ile ilgili ilişkilerinde özellikle Almanya ile olan ilişkilerine dikkat etmesi gerektiğine dikkat çekilirken konunun ekonomik kısmına vurgu yapılmış. IMF Başkanı Lagarde’ın Yunanistan’da başa gelen Radikal Sol Koalisyon İttifakı’nın ekonomik reformları geciktirmesinin hiç de iyi olmayacağının altını çizmiş. Aynı zamanda Yunanistan’ın borçlarının silinmesinin mümkün olmadığını ve Yunanistan’a bir ayrıcalık tanınmasının mümkün olmadığını belirtmişler. [7]
Yorum Farkı köşesinin bu yazısında, Yunanistan Seçimleri ve AB’ye Etkileri konusu farklı ülkelerin kendi ulusal kaynaklarından incelenmiştir. Yunanistan’daki seçimlerde “Yeni Yunanistan Yeni Avrupa” iddiasının ne denli gerçekleşebileceği, bu konunun Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinde ne denli etki edebileceğini hep beraber görebileceğiz.
[1] http://www.dw.de/abde-tsipras-bilmecesi/a-18214624
[2] http://tr.sputniknews.com/avrupa/20150126/1013639672.html
[3] http://tr.sputniknews.com/analiz/20150126/1013639306.html
[4] http://www.amerikaninsesi.com/content/yunan-secimleri-almanyada-kaygi-yaratti/2613787.html
[5] http://www.amerikaninsesi.com/content/yunanistanda-radikal-sol-donemi/2613578.html
[6] http://akademikperspektif.com/2015/01/05/2015-avrupa-birligiyle-iliskilerde-eylem-yili-olabilir/
[7] http://www.aa.com.tr/tr/dunya/456365–imfden-yunanistanda-yeni-hukumete-uyari