Dünya basınında yer alan haberlerin devletlerin resmi televizyon ve radyo kanalları aracılığıyla ve bu kanalların web sitelerinden derlenen Yorum Farkı köşemizin bu yazıdaki konusu 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yakalanan sivil havanın taçlandırılması adına düzenlenen ve meclisteki Halkların Demokratik Partisi (HDP) hariç tüm partilerin liderlerinin davet edilerek birliktelik mesajları verilen Yenikapı Demokrasi ve Şehitler Mitingi’dir.
Yenikapı mitinginin uluslararası arenada çeşitli devletlerin ajanslarına yansıyan haberlerine göre, Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına paralel olarak batı medyası, darbeden ve Türkiye’deki birliktelik havasından çok, Türkiye’nin antidemokratikleşme kaygısı ile daha ilgili görünmektedir. Bu kaygının sebebi olarak gayri hukuki uygulamaların Türkiye’de Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) konusunun bahane edilerek fevri tutuklamalara neden olacağı kaygısı da yine batı medyasının işlediği konular arasında. Darbe girişiminin ilk gecesinden itibaren gerekli tepkiyi göremediklerini sıklıkla dile getiren Türk hükümet yetkilileri ise, batı medyasını iki yüzlülükle suçlamaya devam etmektedir.
Almanya’nın haber ajansı Deutsche Welle (DW), Yenikapı Mitingi ile ilgili Landeszeitung adlı Alman gazetenin vermiş olduğu başlığı kullanarak, Erdoğan’ın barış istiyorsa başkanlık sisteminden vazgeçmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Erdoğan’ın “Seni Başkan Yaptırmayacağız!” diyen HDP’yi de mitinge davet etmediğini ve bunun nedeninin de hala başkanlık planları yapması olduğunu vurgulamıştır. Bununla birlikte Erdoğan’ın daha fazla iktidar talep etmesine gerek olmadığı görüşü savunulmuştur. DW, Avusturya Şansölyesi Christian Kern’in, otoriter ve İslamcı Türkiye ile anlaşmasının kolay olmayacağı yönündeki açıklamaları ile haberini sonlandırmaktadır.
Sputnik Haber Ajansı bilindiği üzere Rusya’nı yayın organı olmakta ve miting ile ilgili haberlerinde ABD basınının miting için “fevkalade” yorumunu başlığa taşımıştır. Batı basınındaki milli birliktelik vurgusuna dikkat çeken Sputnik News, Agence Presse’in “Türkiye’de kitleler demokrasi için bir araya geldi” başlığından, USA Today’in “Kitleler Demokrasi için bir araya geldi” başlığına kadar bir çok yayın organında miting ile ilgili övgü dolu sözle sarf edildiğini, muhalefet liderlerinin de dahil olduğu bu büyük buluşmaya ise 1 milyondan fazla kişinin katıldığını vurgulamıştır. Times’ın “Milyonlarca Türk, Erdoğan’ın Yeni Ulusunu Selamlamak için Toplandı” başlığı ile demokrasi mitinginin özetini Erdoğan’ın yeni ulus projesi dahilinde vermesi ile dikkat çekmiştir. Sputnik Haber Ajansı’nın bir diğer haberinde ise Kılıçdaroğlu’nun son fotoğraf çekimi için sahneye çıkmadığı ile ilgilidir. Ancak ana muhalefet lideri, bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yapmış, çekim için haber verilmediğini aksaklığın bundan kaynaklı olduğunu belirtmiştir.
China Radio Online ise Demokrasi ve Şehitler Mitingine katılımın 5 Milyon kişi olduğuna vurgu yapmış, milyonların demokrasi için meydanlara aktığını ve bir şölen havasının olduğunu belirtmiştir. Haberde Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun da konuşmalarına vurgu yapılmıştır ve China Radio Online, haberi bu şekilde aktarmıştır.
Bölgede bir diğer önemli aktör ise İran’dır. İran Pars Today adlı haber ajansından yayın yapmaktadır. Pars Today’de yer alan haberlere göre milyonların miting günü demokrasiye destek için meydanlara indiği ve mitingle ilgili çeşitli ayrıntılar vurgulamıştır.
Pars Today aynı zamanda Türkiye’deki başarısız darbe girişimi hakkında batı medyasını “ikili ve çelişkili” olmakla suçlamaktadır. Haberde “Gülen’in Hizmet Hareketi’nin kanlı darbe girişimi” ve hareketin “Siyonist lobilerin müttefiki” olmakla itham edilmesi de vurgulanmıştır. Haberde, Avrupa Konseyi yetkililerinin Gülen cemaatinden böyle bir şeyi beklemediğini, ancak bu darbe girişiminin olduğunu ve bundan sonraki süreçte tutuklamaların çok dikkatli yapılması gerektiğine Konsey’in vurgu yapmış olduğuna yer verilmiştir. Buna sebep olarak hukukun üstünlüğü ilkesinin Türkiye’de çiğnenmesinin olası olduğuna da batı liderlerinin vurgusunun Türk yetkililerden olumsuz yanıtlar almalarına, Batı’nın darbe konusunda kesin tutum izlemediklerinin belirtilmesine neden olmuştur. Bu duruma Pars Today genişçe yer vermiştir.
Almanya, Fransa, ABD, Rusya gibi bölgenin önemli aktörlerinin devlet radyoları, kanalları veya web sitelerinden yapmış oldukları haberlerin analizlerine bakıldığında, Batı medyasındaki çok sesli ve temkinli -veya kaygılı- tavır, Doğu’da memnuniyetle karşılanmamış, darbe ile ilgili açıklamalar yetersiz görülmüştür. ABD medyasındaki 24 saatlik sessizlik de darbe girişimi ile ilgili komplo teorilerini daha da alevlendirmiş, Avrupa Birliği (AB) üyelerinin yetersiz desteği memnuniyetsizliği daha da arttırmıştır.
Demokrasinin ortaya çıktığı coğrafyada demokratik seçimlerle başa gelmiş bir cumhurbaşkanına yapılmaya çalışılan darbe girişimine verilen tepkilerin yetersizliği konusunda Türk Hükümeti haksız görülmemelidir. Aynı zamanda AB temsilcilerinin Türkiye’ye darbe konusunda inceleme için gelmediği serzenişinde bulunan yetkililer bu yönüyle demokrasi yolunda her adımı atan AB liderlerine sert eleştiriler yapmaktadır. AB liderleri ise darbe konusunda kesin ifadelerden kaçınarak, FETÖ ile ilgili konulardan kaçınmış, açıklamalarında hukukun üstünlüğü ilkesinden bahsedilerek tutuklamaların masum insanlara karşı yapılmaması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bunun nedeni olarak da FETÖ’nün AB parlamentolarında, ABD’deki lobi faaliyetlerine işaret edilerek bu durum, bu devletlerde FETÖ mensuplarının masumiyeti ve geçmişteki faaliyetlerinde yasadışı faaliyetleri olmadığı yönünde açıklanabilir. Ancak bunun dahi, İngiltere’deki “İngiliz milletvekili Edward Garnier’in FETÖ’den, Türkiye’yi eleştirdiği raporu için 115 bin 994 sterlin (yaklaşık 455 bin TL) aldığı iddia edildi” haberleriyle gündeme gelen bu örgütün, pek de masum olmadığı kanısı oluşturmaktadır.