Uluslararası ilişkilerde devletler arasındaki güç mücadelelerinin özünü, dış politikalar oluşturmaktadır. Devletlerin dış politikalarının özellikleri, bu politikaların dünya konjonktüründeki değişimler nedeniyle çeşitli biçimler alması gibi faktörlerle birlikte iç politika da dış politikayı etkilemeye başlamıştır. Devleti yöneten hükümetler, -ister iktidar, ister koalisyon olsun- dış politikalarında uygulamak istedikleri stratejileri ortaya koymadan önce, iç politikada meşruiyetlerini sağlamlaştırmak ve ülkedeki diğer siyasal aktörleri güç mücadelesinde tasfiye etmek amacıyla birçok yöntem kullanırlar. Bu yöntemler, bakış açılarına bağlı olarak, farklı anlamlar yüklenerek isimlendirilmektedir. (Operasyon, darbe, milli iradeye saygısızlık vb.)
Rusya Federasyonunda da diğer tüm egemen devletlerde olduğu gibi, yukarıda belirtilen süreçler yaşanmaktadır. Çalışmada, RF tarihinin yaklaşık olarak 20 yılına damga vurmuş Vladimir Putin’in iç politikada kendisine muhalif olan politikacılar, gazeteciler ve ‘’oligark’’diye ifade edilen elitlerle mücadelesine değinilecektir.
31 Aralık 1999’da yaptığı televizyon konuşmasıyla görevinden ayrılan Boris Yeltsin’in “halef” olarak gösterdiği Vladimir Putin, 7 Mayıs 2000 tarihinde RF Devlet Başkanlığı’na seçilmiştir.[1] Putin’in devlet başkanlığı döneminden önce, Federal Güvenlik Başkanlığı yapmış olması onun devlet yönetimine yabancı olmadığının göstergesidir. Putin’in Ağustos 1999-Mayıs 2000 arasında yapmış olduğu Başbakanlık görevi zamanında kazanmış olduğu II.Çeçenistan Savaşı’ndaki başarı, RF Devlet Başkanlığı’na giden süreci de hızlandırmıştır.
Putin’in devlet yönetiminde etkisini güçlendirdiği ilk başkanlık dönemi (2000-2004), aslında Putin için oligarklarla mücadele dönemi olmuştur. SSCB döneminden itibaren ülkenin başta petrol ve doğalgaz olmak üzere en önemli gelir kalemleri ellerinde bulunan oligarklar, devlet için değil, kendi çıkarları için bu kaynakları kullanmışlardır. Putin, ünlü 2003 Yukos Operasyonu’ndan önce, oligarkları uyarmıştır: “Sermaye etkisini iktidara dayatanlar bir sınıf gibi davranmaktan vazgeçsinler”.[2]
Putin’in yaptığı bu sert uyarı, Yukos Operasyonuyla bir tutuklanma dalgasına dönüşmüştür. RF’nin o dönemdeki en büyük petrol şirketi Yukos sahibi Mikhael Khodorkovsky, “ihalelerde usulsüzlük yapmak, devlet malını çalmak, vergi kaçırma” suçlamalarıyla tutuklanması, RF’de medya organları bulunan Berezovski ve Gusinski’ye verilen hapis ve para cezaları, Putin’in iç politikada gücünü sağlamlaştırma çabalarına örnek olmaktadır. Putin’in bu suçlamalarına rağmen, Batılı ülkeler başta olmak üzere ülke içindeki Putin muhalifleri, bu kişilerin Putin’e karşı muhalefetten dolayı cezandırıldıklarını düşünmektedir.[3] Bu kişilerden Berezovski Londra’ya, Gusinski ise İspanya’ya kaçmışlardır. Khodorkovsky ise 2005 yılında 9 yıl hapis cezasına çarptırılmış ve 2013 yılında Vladimir Putin tarafından affedilmiştir.
Putin, devlet başkanlığının ikinci döneminde de (2004-2008), kendisine muhalefet eden güçlerle mücadele etmekten çekinmemiştir. Özellikle bu dönemdeki Aleksandr Litvinenko ve Anna Politkovskaya gibi Putin muhalifi iki kişinin öldürülmesi, Putin’in ülke içinde sergilediği politikaların yansımasıdır. KGB ve Federal Güvenlik Servisi’nde (FSB) çalışmış olan Litvinenko, yazdığı bir kitapta, 1999-2000 döneminde RF’de yaşanan bombalı saldırıların sorumlusunun FSB olduğunu anlatmıştır.[4] Bu saldırıların yapılmasıyla halkta korku yaratarak devlete bağlılıklarının sağlanması ve devletin de kontrolü ele alması sağlanmıştır. Litvinenko’nun bu söylemlerinden sonra İngiltere’ye kaçmış ve 2006 yılında İngiliz vatandaşlığına geçmiştir. Ancak 1 Kasım 2006 tarihinde Londra’da zehirlenmiş ve 23 Kasım 2006 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Radyasyon zehirlenmesi nedeniyle öldüğü belirtilen Litvinenko’nun, FSB tarafından zehirlendiği Berezovski tarafından savunulmuştur. ‘’Putin muhalifliğinin sonucu olarak’’ görülen bu zehirlenme, Putin’e olan muhalefeti artırmıştır.
Litvinenko’dan önce, Anna Politkovskaya, Putin’in doğum günü olan 7 Ekim 2006 tarihinde öldürülmüştür. Anna da Rus ordusunun Çeçenistan Savaşı’nda yaptığı insanlık dışı muamelelere dikkat çekmiştir. Rus güvenlik birimleri tarafından Çeçen yanlısı kabul edilen Anna Politkovskaya, evinin asansöründe ölü bulunmuştur. Putin’in muhaliflerinden olan, Yukos operasyonu sonrası Londra’ya kaçan ve Litvinenko’ya destek sağladığı belirtilen Boris Berezovski de Mart 2013 tarihinde evinde ölü bulunmuştur.
Son dönemde Putin’e karşı liderlik mücadelesine giren Alexey Navaly’in hakkında açılan davalarla uğraşması ve hapis cezası alması ile 27 Şubat 2015 tarihinde öldürülen RF eski enerji bakanı ve başbakan yardımcısı Boris Nemtsov’un öldürülmesi, Putin muhalifliğinin sonucu olarak değerlendirilmektedir.
Yukarıda anlatılmaya çalışılan olaylarda Putin’in rolünün ne olduğu sorusu hala tartışmalıdır. Bu muhalif kişilerin Putin’e bağlı gizli servisler tarafından tasfiye edildiklerine dair çeşitli görüşler mevcut bulunmaktadır. Ancak Putin ve devlet kurumları, RF’nin çıkarlarına göre politikalar sergilediklerini ve yaşanan tüm bu operasyon veya cinayetlerin “provokatif” eylemlerin bir sonucu olduğunu söylemektedir.[5]
2000 yılından beri RF’de devlet başkanlığı ve başbakanlık görevlerinde bulunan Putin’in, SSCB döneminden gelen tarihi mirasla “güçlü devlet” sloganını devam ettirdiği ve kendisine bağlı olan oligarkların faaliyetlerini desteklemesi de, Putin’in iç politikada eline tuttuğu kamuoyu desteğinin göstergesi durumdadır.[6]
Emre ERDEMİR
Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
[1] Özel, Merve Suna, (20 Şubat 2013), Putin Dönemi Rus Milliyetçiliği, 1 Mart 2015, http://www.21yyte.org/tr/arastirma/rusya/2013/02/20/6882/putin-donemi-rus-milliyetciligi.
[2] Tellal, Erel, (2010), Zümrüdüanka: Rusya Federasyonu’nun Dış Politikası, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Sayı:65/3, s:200.
[3] Tellal, Erel, a.g.m., s:199.
[4] N.N., ( 1Kasım 2007), Litvinenko’nun katili aranıyor, 1 Mart 2015, http://www.dw.de/litvinenkonun-katili-aran%C4%B1yor/a-2860147.
[5] N.N., (28 Şubat 2015), Rusya’da muhalif siyasetçi Boris Nemtsov öldürüldü, 1 Mart 2015, http://www.radikal.com.tr/dunya/rusyada_muhalif_milletvekili_boris_nemtsov_olduruldu-1303169.
[6] Büyükakıncı, Erhan, (2004), Vladimir Putin Dönemi Rus Dış Politikasına Bakış Söylemler, Arayışlar ve Fırsatlar, Değişen Dünyada Rusya ve Ukrayna, Phoenix Yayınları, Ankara, s:197.