İnsan kaynaklı (antropik) sera etkisi yapan gaz emisyonlarının %28’inin insanların gıda tüketiminden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu %28’lik oranın büyük bir bölümünde de hayvancılığın önemli bir rol oynadığı söylenmektedir. İşte bu nedenle, çevreye daha az zarar verebilmek amacıyla, günümüzde pek çok insan beslenme rejimini değiştirerek daha az hayvansal gıda tüketmeye çalışmaktadır. Söz konusu beslenme rejimi değişikliklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için de vejetaryen, vejetalyen, vegan, pesketaryen ve fleksitaryen kavramlarının ne olduğunun ve bu kavramlar arasındaki fark(lar)ın bilinmesi gerekmektedir.
Vejetaryen
“Vejetaryen” sıfatı ve ismi, sırasıyla, bir beslenme rejimini ve bu beslenme rejimini kendi beslenme rejimi kabul etmiş olan kişileri anlatmak için kullanılmaktadır.
Vejetaryen rejim, kısaca, her türden et tüketimine karşıdır. Yani gerçek bir vejetaryen kırmızı ve beyaz et tüketmemektedir.[1] Ancak vejetaryenler, vejetalyen ve veganların aksine, et dışında kalan hayvansal gıdaları (süt, yumurta v.b.) tüketmektedirler.
Vejetalyen
“Vejetalyen” sıfatı ve ismi, sırasıyla, bir beslenme rejimini ve bu beslenme rejimini kendi beslenme rejimi kabul etmiş olan kişileri anlatmak için kullanılmaktadır.
Vejetalyen rejim, aynı vejetaryen rejimde olduğu gibi, kırmızı ve beyaz et tüketimine izin vermemektedir. Ancak vejetaryenlerin aksine vejetalyenler, et dışında kalan başka hayvansal gıdaları da (süt, yumurta v.b.)[2] tüketmemektedirler.
Vegan
“Vegan” sıfatı ve ismi, sırasıyla, bir yaşam tarzını ve bu yaşam tarzını kendi yaşam tarzı kabul etmiş olan kişileri anlatmak için kullanılmaktadır.
Beslenme rejimi açısından bakıldığında vejetalyen rejim ile vegan rejim aynıdır. Yani vejetalyenlerde olduğu gibi veganlar da kırmızı ve beyaz et ve et dışındaki diğer hayvansal gıdaları tüketmemektedirler. Ancak vejetalyenlere ek olarak veganlar, günlük hayatlarında da herhangi bir hayvansal ürün (hayvan derisinden kıyafet, mobilya v.b.) kullanmamaktadırlar. Bu nedenle vegan olmak, yalnızca beslenme rejimini değiştirmekten daha fazlasını istemektedir.
Pesketaryen
“Pesketaryen” sıfatı ve ismi, sırasıyla, bir beslenme rejimini ve bu beslenme rejimini kendi beslenme rejimi kabul etmiş olan kişileri anlatmak için kullanılmaktadır.
Pesketaryen kelimesi etimolojik olarak Latincedeki “piscis” yani “balık” kelimesinden gelmektedir. Pesketaryenlerin beslenme rejimi vejetaryenlerinkine çok benzemektedir. Aralarındaki tek fark pesketaryenlerin, vejetaryenlere ek olarak, balık ve diğer deniz ürünlerini de tüketmeleridir. Yani pesketaryenler, kısaca, balık ve diğer deniz ürünleri dışında kalan kırmızı ve beyaz et çeşitlerini tüketmemektedirler.
Fleksitaryen
“Fleksitaryen” sıfatı ve ismi, sırasıyla, bir beslenme rejimini ve bu beslenme rejimini kendi beslenme rejimi kabul etmiş olan kişileri anlatmak için kullanılmaktadır.
“Esnek vejetaryenler” olarak adlandırabileceğimiz fleksitaryenler, vejetaryen beslenme rejimini kabul etmiş olan, ancak arada küçük kaçamaklar yaparak kırmızı ve beyaz et de yiyen kişiler için kullanılmaktadır. Aynı zamanda vejetaryen beslenme rejimine yeni geçmiş olan ve ara ara et yemeden duramayan insanlar da fleksitaryen kabul edilmektedirler.
[1] Bu kırmızı ve beyaz etlere midye, istiridye v.b. deniz ürünleri de dâhildir.
[2] Vejetalyenlerin arılar tarafından yapılan balı da tüketmediği belirtilmektedir.