Hukuk; bireylerin birbirleriyle, bireyin devletle ve devletlerin devletlerle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır. Bu kuralların doğru bir şekilde uygulanması ve işlerlik kazanması uluslararası ilişkilerde büyük bir önem taşımaktadır. Uluslararası alanda faaliyet gösteren aktörler arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı uluslararası ilişkilerdir. Daha önceleri siyaset biliminin bir alt dalı olan uluslararası ilişkiler disiplini 1900’lü yıllar ile beraber ayrı bir disiplin olarak gelişimini sürdürmüştür. Bununla beraber uluslararası ilişkiler ile siyaset bilimini birbirinden ayırmak neredeyse imkânsızdır. Ancak 20.yüzyılın başında uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin yanında ayrı bir ekol olarak yerini almıştır.[1]
Uluslararası ilişkiler disiplinin üç alt dalından biri de uluslararası hukuktur. Uluslararası hukuk, uluslararası ilişkilerin hukuksal boyutunu bilimsel bir disiplin içinde incelemektedir. Devletlerarası hukuk olarak da adlandırılan uluslararası hukuk, uluslararası toplumu oluştıran aktörler arasındaki ilişkileri düzenleyen kurallar bütünüdür. Ancak uluslararası ilişkilere yeni aktörlerin girişi bu dalı sadece devletlerarası olmaktan çıkarmıştır. Uluslararası ilişkilerde bu yeni aktörlerin ortaya çıkışıyla, uluslararası hukukun süjeleri de yenilenmeye başlamıştır. Bu durum, aslında küreselleşmenin de bir sonucudur.[2]
Uluslararası hukukun, uluslararası gelişmelerin tarihsel bir perspektifle açıklanmasında etkisi büyüktür. Roma İmparatorluğu ile yabancılar arasındaki ilişkileri düzenleyen ‘’ius gentium’’ bir bakıma modern uluslararası hukukun ilk habercisidir. Ancak ilk uluslararası hukukun kurallarının önemli bir kısmı dini motiflerle yapılan otuz yıl savaşlarını sona erdiren 1648 Vestfalya Antlaşması’yla genel nitelik kazanmıştır. Uluslararası hukuk bugün, küresel hegemonyayı düzenleme çabasıdır. Uluslararası hukukun bugün içinde bulunduğu şey bir dönüşüm sürecidir.[3]
Uluslararası hukukun uluslararası sisteme etkisi nedeniyle ulusal hukuktan ayrılma durumu ortaya çıkmıştır. Böylece uluslararası hukuk, uluslararası toplum tarafından uluslararası ilişkilerin en önemli öğesi haline getirilmiştir. Uluslararası hukuk, ulusal hukuklardan farklı olarak devletlerarası ilişkileri düzenleyen hukuk düzenidir. Ayrıca uluslararası hukukun merkezi bir yasama ve normlarını uygulatıp, yaptırım ortaya koyacak bir yargı organı bulunmamaktadır.[4]
Sonuç olarak; uluslararası hukukun işlevi, sistemin istikrarını ve güvenilirliğini korumaktır. Ancak teorideki bu görüş, pratik uluslararası konjoktürde uygulanamamaktadır. Uluslararası hukukun aktörlerinden devletlerin aralarındaki güç mücadeleleri, sistemin işleyişine engel olmaktadır. Bu durumun ortadan kaldırılması, uluslararası hukukun katkısıyla uluslararası toplumun sorumluluğunda olacaktır.
Emre ERDEMİR
Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler
Kaynakça
[1] http://www.tuicakademi.org/index.php/temel-kavramlar/4517-uluslararasi-hukuk-tarihi
[2] http://did.ormansu.gov.tr/did/Files/ULUSLARARASI%20HUKUK.pdf
[3] http://www.ansar.de/sosyalbilimler/u/003.htm
[4] http://semihaustun.blogcu.com/uluslararsi-iliskiler-disiplini/6805562