Toplumlar, kendilerini oluşturan yegâne unsur olan insanlara benzer. İnsanların doğasından kaynaklanan hemen hemen her özelliğin makro seviyede göründüğü alan, toplumun özellikleri şeklinde nitelendirilebilir. Bu bağlamda hafıza veyahut hatırlama yeteneği de insanların toplumsal yaşama kazandırdığı en önemli yeteneklerden biridir. Toplumların hatırlama yeteneği, “toplumsal hafıza” veya “kolektif hafıza” olarak isimlendirilir. Toplumsal hafıza, en basit tabiri ile toplumdaki bireylerin hafızalarının toplamı ve ortak hatıralarının bir araya gelmesi ile oluşan hafızadır. Bir başka deyişle, birden çok insanın birbiriyle deneyimlediği herhangi bir olayın belleklerinde bıraktığı farklı izler, kolektif bir hafızanın oluştuğunun göstergesidir. Toplumsal hafıza konusu disiplinler arası bir inceleme alanı olarak tanımlanabilir. Bunun nedeni ise toplumun dinamiklerinin ve özelliklerinin tek bir alanla sınırlandırılması olanağının mümkün olmamasıdır.
Toplumların geçmişle olan bağlarından biri olan toplumsal hafıza kavramı bizlere tanımlanması ve tanınması gereken büyük bir araştırma alanı sunmaktadır. Bu yazıda kolektif hafıza ile medya araçlarının etkileşimleri ve etki ettikleri dinamikler ele alınmaktadır. Konu edineceğimiz ana problem ise “Medyanın toplumsal hafıza üzerindeki etkileri nelerdir?” olacaktır.
Medya Araçları ve Toplum
Medya araçları, toplumları temel ihtiyaçlarından biri olan haber alma ihtiyacını karşılamak amacıyla varlığını sürdüren metalardır. Bu araçlar temel olarak kamuoyu bilgilendirme yetenekleri üzerine gelişim gösterseler de özellikle 21. yy. getirdiği yeni ekonomik, sosyal ve kültürel sistemlerin bazı ihtiyaçlarının da karşılamaktadırlar. Örneğin; TV ve Web tabanlı platformlar insanların eğlence ihtiyaçlarının gidermelerinde araç niteliği taşırlar. Ürettikleri içerikler, insanların ilgisini çeken ve seyredilmesi keyifli ürünlerdir. Bu şekilde medya araçları zamanla insanların farklı ihtiyaçlarına hitap eden yetenekler kazanmıştır. Bu yetenek ve olanaklar sadece insanların ihtiyaçlarını gidermekle kalmaz aynı zamanda ekonomideki değişikliklerin getirdiği yeni iletişim yöntemlerini de topluma kazandırır. Bu yöntemler, kurum ve kuruluşların iletişim ihtiyaçlarının değişimine de cevap verir. Medya araçlarının kazandığı yeni anlamlar ile tarihsel süreçte kazandığı yetenekler toplumsal hafıza oluşması ve etkin hale gelmesi için birer köprü niteliği görmektedir.
Geleneksel Kitle İletişim Araçları
Medya araçları ister görsel ister işitsel fonksiyonlarıyla günümüz toplumlarında birer sözcü ve kayıt cihazı niteliğindedirler. Toplumlar, yaşadıkları olayların etkilerini ve esaslarını medya araçları sayesinde öğrenmekte ve benimsemektedirler. Bu şekilde inşa edilen bir toplum düzeninde her birey kendi hafızasını kullanmakla beraber, yok olmayan (kayıt altında tutulan) medya hafızası ile toplumu ilgilendiren önemli olaylara da her imkân ve zamanda ulaşma kabiliyetine sahiptirler. Bu noktada, insanların sahip oldukları bu sınırsız hatırlama fonksiyonu, toplumun hafızasını ayakta tutan birer temel niteliğindedir. Geleneksel kitle iletişim araçları, kolektif hafızanın temellerinde yatan hatırlama yetisini diri tutan en eski araçlardır. Bu iletişim araçlarında kamuoyu bilgilendirmesi amacıyla yapılan her habercilik aksiyonu bir manada toplumun zaman içinde olaylara karşı olan ilgisinin ve bilgisinin diri tutulmasını sağlamaktadır. Bu noktada, kamuoyunun doğru bilgilendirmesi için objektif habercilik ilkesinin benimsenmesi önemli bir husustur.
Özellikle 21. yy. gereksinimleri ile gelişen medya düzeni objektif habercilik prensiplerini baltalamaktadır. Özellikle, siyasi propaganda ve ideolojik kaygılar objektif habercilik yapma hususunu geri plana iterek pragmatik ve dayatmacı bir habercilik felsefesinin geleneksel kitle iletişim araçlarında hâkim olmasına neden olmaktadır. Bu noktadan yola çıkarak kolektif hafızanın sağlığının tamamen güvenli durumda olduğunu beyan etmek mümkün değildir. Dolayısıyla, bir konu veya olay ile ilgili araştırma yaparken hem haber kaynakları kontrol edilmesi hem de birçok kaynaktan bilgiler teyit edilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle, insanlar geçmişte yaşanmış olaylar ile ilgili daha objektif bilgilere ulaşabilmektedirler.
İnternet ve Kolektif Hafıza İlişkisi
Medya araçlarının kendilerine has özellikleri ile sağladığı bu hatırlatma imkânı temel olarak kayıt tutma ve bilgileri istifleme durumuna dayanır. Her medya aracının kendine has kabiliyeti ile toplumsal hafızayı diri tuttuğu gerçeği aşikardır. İnternet bu hususların en etkili şekilde insanların hizmetine sunulduğu araç olarak karşımıza çıkmaktadır. İnternet ile kolektif hafızanın gelişmesi ve sürdürülebilir kılınması kolaylaşmış, geçmişte yaşanan olaylar ile ilgili bilgi edinme hususu, bilgilerin kolay erişilebilir nitelik kazanması ile hem hızlı hem de kolay hale gelmiştir. Bunun yanında, birçok kaynağa ulaşılabilme imkanını sağlayan internet, tek bir iletişim aracı kullanılarak birde çok kaynağa ulaşma imkânı sağlamaktadır. Bu duruma ek olarak, internet kaynaklar arasında çözümleme yapılma imkanını da kolaylaştırmaktadır.
İnternetin kolektif hafızadaki yeri her ne kadar pozitif olarak ağır basmakta olsa da dezenformasyon ve bilgi kirliliğinin önüne geçilmediği sürece internetten edinilen her bilginin daha sağlam bir kaynaktan doğrulatması kolektif hafızanın sağlığı için gereksinim niteliğindedir. Özellikle internetin katılımcı ortamında her bireyin dilediği bilgiyi paylaşabilme özgürlüğü, bilgilerin otomatik bir filtreden geçmeden diğer kullanıcılara ulaşması; internetin güvenilir kullanımını zorlaştırmaktadır.
Sosyal Medya Etkisi
Günümüzde kolektif hafızanın en önemli destekleyicisi niteliğinde olan iletişim aracı sosyal medya uygulamaları olarak görülebilir. Sosyal medya kullanımı ile bireyler her türlü bilgiye kolay ulaşabilmekte, aynı zamanda kendi bilgi birikimlerini de burada paylaşabilmektedir. Haliyle geçmişte yaşanan olayların toplumsal reaksiyonları ve etkileri bu platformlarda açık bir şekilde izlenebilmekte, aynı zamanda geleneksel medya araçlarında paylaşılmayan detay bilgilere buradan ulaşılabilmektedir. Toplumda yaşanan hemen hemen her olayın yer aldığı sosyal medya platformları kümülatif özellikleri ile birer hafıza deposu niteliği taşımaktadır. Bunun yanında, sosyal medya platformlarındaki bilgilerin herhangi bir doğruluk filtresinden geçmemesi, dileyen her insanın her konu hakkında bilgi veya fikirlerini paylaşması bu platformlarda oluşan bilgi kirliliğinin temel sebeplerini oluşturmaktadır. Bu sebeple sosyal medya araçlarını, geçmişi hatırlamak için kullanırken dikkatli olmak hem kendimiz hem de toplum için önemlidir.
Sonuç olarak, kitle iletişim araçları kolektif hafızanın yaşaması ve büyümesi için birer habitat yaratmaktadır. İnsanlar bu habitatın içerisinde geçmişle olan bağlarını korur ve güçlendirir. Kitle iletişim araçlarının fonksiyonlarının insanlara sunduğu imkanlar dahilinde toplumsal hafıza geliştirmekte ve diri tutulmaktadır. Bütün bunların yanında kitle iletişim araçlarında bulunan bilgilerin objektiflik ilkesi ile yayınlanmış olması ve mümkün mertebe eşik bekçileri ile bir kontrol sisteminin bulunması daha sağlıklı bir kolektif hafıza oluşmasında önemli etkenlerdir.