Üretilen ve henüz piyasaya sürülmeden ön sipariş (pre- order) yöntemi ile 38.000 adeti satılan “Tesla Powerwall” adlı bataryasından sonra (2016’nın ortasına kadar stokları şimdiden tükenmiş olan batarya, evlerde ve iş yerlerinde kullanılabilmekte ve güneş panellerinden elde edilen elektriği “depolayarak” zor zamanlarda bu elektrikten faydalanmayı sağlamaktadır), Tesla’nın önde gelen isimlerinden Elon Musk’ın başka bir girişimiyle, bu sefer de piyasanın en verimli güneş panelleri piyasaya sürüldü. Musk’ın ortak kurucusu olduğu SolarCity markasının piyasaya sürdüğü panellerin verimlilik oranı %22. Bu oran, somut olarak, panele gelen güneş ışınlarının %22’sinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü anlamına gelmektedir.
NASA’nın neredeyse %50 verimliliğe sahip panelleri ile kıyaslandığında %22 oranı düşük bir oran olarak algılanabilir. Ancak NASA’nın kullandığı paneller aşırı derecede pahalı ve kötü hava koşullarına karşı korunaklı değiller. Bu nedenle de bu “zayıf” verimlilik oranı, uzun süre dayanabilen ve (güneş ışınlarını elektrik enerjisine çeviren) fotovoltaik hücreleri koruyabilmek için üst üste konan birkaç katmanın karşılığında ödenen bedel olarak görülmektedir.
Bu arada belirtmekte fayda vardır ki, temel hedefi “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki her evin çatısını güneş panelleri ile kaplamak” olan SolarCity, ekonomik anlamda şu anda kazanç elde etmek bir yana, kâr dışı faaliyetlerinden dolayı zarar etmektedir (operating loss). Bu durum, elektrikli araba üretiminde adını her yerde duyuran Tesla için de geçerlidir. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri tarafından güneş panellerinin geliştirilmesi için fon sağlanan bir dönemde, her iki şirketi de parlak bir gelecek beklediği düşünülmektedir ve Elon Musk başta olmak üzere şirketlerin üst düzey yöneticileri de bunun farkındadırlar.
Kaynak: