Politik Jiu-Jitsu, Japon dövüş sanatı olan ve döneminde, silâhları olmadığı durumlarda samurayların kendilerini koruyabilmeleri için geliştirilen Jiu-Jitsu’dan türetilmiş olan bir kavramdır.
Politik Jiu-Jitsu’nun temel mantığı, şiddet içermeyen bir eylem gerçekleştiren katılımcıların, karşılarında bulunan rakibi şiddete başvursa bile, şiddete başvurmaktan kaçınmalarıdır. Böylece şiddete başvurmayan eylemciler, şiddete başvuran rakiplerinin politik dengesini bozacaklardır. Buna ek olarak bu eylemciler, kendi yanlarına daha kolay bir yoldan müttefik çekebileceklerdir.
Politik Jiu-Jitsu böylece bize, başlangıçta silahsız ve zayıf gibi görünen tarafın bu orantısız kavgasını, rakibin dengesini güç kullanarak değil de politik yollardan bozarak dövüşü kazanabileceğini göstermektedir.
Teoride kolay gibi gözükse de, şiddetten kaçınan taraf için kararlı/istikrarlı bir disiplin gerektiren Politik Jiu-Jitsu’ya pratikte çok ender rastlanmaktadır.
Bu kavrama, 2014 yılında Venezuela’da gerçekleşen protesto gösterileri örnek olarak gösterilebilir. Başta küçük bir öğrenci grubu tarafından başlatılan söz konusu protesto gösterileri, Venezuela yönetiminin şiddete başvurması, hatta bir de protestoyu gerçekleştirenler arasında bulunan güzellik kraliçesi Genesis Carmona’yı öldürmesi sonrasında, hareketi bir elit protestosu olmaktan çıkarmış ve halkın pek çok kesiminden kişilerin sokağa inerek söz konusu protestoya katılmasına neden olmuştur. Böylece protesto gösterileri, geçtiğimiz on yıl içerisinde Venezuela’da gerçekleştirilen en büyük gösterilerden biri hâline gelecek kadar büyümüştür. Yani göstericiler, Venezuela yönetiminin gücünü ona karşı kullanmışlardır.