13.7 C
İstanbul
Pazartesi, Ekim 14, 2024

Petrol Fiyatlarının Düşmesi ve Bu Olayın Doğurduğu Sonuçlar

Ham petrolün varil fiyatı Aralık ayında da düşmeye devam etti. Yaz aylarında başlayan bu düşüş, günümüzde ham petrolün varil fiyatını, neredeyse son altı yıldaki en düşük seviyesine ulaştırdı. Haziran 2014’ten beri neredeyse %60 oranında düşen fiyatları durdurmak için ise OPEC üyeleri, üretimi azaltmak gibi bir karar almadı.

Petrol fiyatındaki bu düşüşün iki nedeni olduğu söylenmekte, bunlar:

  • Sürekli artan üretim/arz: Rusya petrol üretiminin Aralık ayında rekor seviyelerde olması; Irak merkezî yönetiminin Kürt yönetimi ile imzaladığı petrol anlaşması neticesinde petrol üretiminin Irak’ta artması; (yukarıda belirtildiği gibi) OPEC ülkelerinin petrol üretimlerini azaltmayı düşünmediklerini
    Petrol Varil Fiyatının Aylara Göre Değişimi
    Petrol Varil Fiyatının Aylara Göre Değişimi

    söylemeleri gibi nedenlerden dolayı petrol üretimi sürekli artmakta.

  • Beklenenden daha az olan talep: Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) kaya petrolü (shale oil) üretimini arttırıp kendine daha da yeter hâle gelmesi; ABD dışında, dünyada ekonomik ilerlemenin beklentilerin altında olması gibi nedenlerden dolayı talep azalmakta (Ancak bu duruma bir istisna olarak Çin gösterilebilir, Çin’in, güncel yazılarda belirtildiği kadarıyla, günde yedi milyon varil petrol aldığı söylenmekte).

Bu durum için Saxo Bank yetkililerinden Ole Hansen: “Piyasa şu anda küçük bir panik içinde,(…),bu satışları azaltabilmek için henüz bir yapılan bir yorum ve gerçekleştirilen bir eylem yok” diye konuştu. Bu yorumun tam tersi Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Petrol Bakanı Suheyl bin Muhammed el Mazrui’den geldi, kendisi, OPEC’in Kasım ayında aldığı “petrol üretimini azaltmama” kararını doğru bir karar olarak nitelendirdi ve “stratejinin değişmeyeceği”ni söyledi.

Petrolün Denizde Depolanması

Buna bağlı olarak dünyanın en büyük petrol tüccarları (Trafigura, Vitol, Gunvor, Koch, Shell, v.b.), en az yirmi beş milyon varil petrolü denizde stoklayabilecek kapasitede “süper tankerler” ayırtmaya şimdiden başladılar. Böylece henüz petrol fiyatları düşükken alıp, ilerleyen dönemlerde satmayı düşünmekteler.

Petrol Fiyatının Kazananları ve Kaybedenleri

2010 yılından 2014 yılının yarısına kadar olan dönemde sabit kalan ve 110 dolar civarlarında seyreden petrolün varil fiyatı, günümüzde 50 doların altına düşmüş durumda. Bu durumda uluslararası arenanın kazanan ve kaybedenleri kimler ?

Öncelikle Rusya’ya bakılabilir. Rusya, dünyanın en büyük petrol ihracatçıları arasında yer almakta. Rusya’nın doğalgaz ve petrol ihracat geliri, toplam ihracat gelirinin %70’ine karşılık gelmekte. Buna bağlı olarak da petrolün varil fiyatındaki 1 dolarlık bir düşüşün, Rusya ekonomisinde iki milyar dolar gibi bir zarara yol açtığı söylenmekte. Eğer petrol fiyarları bu şekilde devam ederse, Rus ekonomisinin 2015’te en azından %0.7 küçüleceği Dünya Bankası tarafından söylenmekte.

Buna rağmen, fiyatı dengelemek amacıyla, üretimi azaltmayı düşünmediğini söyleyen Rus yetkililerden Enerji Bakanı Alexander Novak: “Eğer üretimi kesersek, enerji ithal eden ülkeler bu sefer enerji üretimlerini arttıracaklar, bu da bizim pazarımız için bir kayıp olacak” açıklamasını yapmakta.

İkinci örnek, yine dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından Venezuela. Ancak ülkedeki kötü ekonomik yönetimden dolayı zaten Venezuela, petrol fiyatlarının düşmesinden önce de zor günler yaşamaktaydı (şu anda da enflasyon %60 seviyelerinde seyretmekte).

Dünya’nın en ucuz benzinini kullanan ülkede akaryakıt yardımları da devlet için sorun hâline gelmiş durumda (yıllık akaryakıt yardımlarının devlete on iki milyar dolara mal olduğu söylenmekte), ancak Başkan Maduro yüksek benzin fiyatlarını ve sübvansiyon kesintilerini reddetmekte. Ancak 1989 yılındaki bir benzin fiyatı artışı girişimi sol kanatta ayaklanmalara neden olduğundan (ve yüzlerce ölüye), Başkan’ın bu kararının anlaşılabilir olduğu söylenmekte.

Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı ve OPEC’in en etkin üyesi Suudi Arabistan açısından bakıldığında ise aslında Suudi Arabistan’ın petrol üretimini azaltıp fiyatları arttırabilmekte etkisinin olabileceği söylenmekte. Ancak Suudi Arabistan’ın bu konuda çok hevesli olduğunu söylemek zor (bunun nedeni olarak hem OPEC ülkeleri arasında Suudi Arabistan’ın, diğer üyelere biraz disiplin öğretmeyi amaçladığı, hem de ABD’nin kaya petrolü üretimini baskılamak istediği gösterilmekte).

Suudi Arabistan’ın, uzun vadede kârlı çıkabilmesi için, 85 dolar civarında bir varil petrol fiyatına ihtiyacı olduğu söylense de, toplamda yedi yüz milyar dolarlık döviz rezervine sahip ülkenin daha bir süre daha düşük fiyatlara dayanabileceği söylenmekte.

Suudi Arabistan’ın yanısıra BAE ve Kuveyt gibi diğer Körfez ülkeleri de yeterince yabancı döviz rezervine sahip olduklarından, yine Suudi Arabistan gibi bu düşük fiyatlara birkaç yıl dayanabilecek durumdalar.

Irak, İran ve Nijerya gibi diğer OPEC üyeleri ise, fazla nüfuslarının da etkisiyle, daha fazla olan iç taleplerini karşılayabilmek için daha yüksek petrol fiyatlarına ihtiyaç duymaktalar.

Örneğin Afrika’nın en büyük petrol üreticisi olan Nijerya, diğer ekonomi kollarının da gelişmekte olmasına rağmen, ciddi bir şekilde petrol bağımlısı durumda. Hükümetin tüm gelirlerinin %80’i enerji satışlarından gelirken, bu satışlar, ülkenin tüm ihracatının %90’ına karşılık gelmekte. IŞİD’in petrol kuyularını Irak ve Suriye’de bazı petrol kuyularını ele geçirip, ürettiklerini karaborsadan satması da (IŞİD’in karaborsadaki petrol satışlarından günde üç milyon dolar kazandığı tahmin edilmekte), petrol fiyatlarını düşüren başka bir neden olarak görülmekte.

Bütçelerin Dengelenebilmesi İçin İhtiyaç Duyulan Petrol Fiyatı
Bütçelerin Dengelenebilmesi İçin İhtiyaç Duyulan Petrol Fiyatı

ABD açısından bakıldığında ise, kaya petrolü ve kaya gazı üretiminin sağladığı avantajla, ülkenin enerji üretiminde durumunun gayet iyi olduğu söylenmekte (hatta ülkenin petrol üretiminde neredeyse son otuz yıl içerisindeki en yüksek seviyelere ulaştığı söylenmekte).

Düşük enflasyon ve düşük büyüme oranlı Avrupa Birliği (AB) ülkeleri için ise bu düşük fiyatlardan elde edilebilecek her fayda, kâr olarak görülmekte. Petrol fiyatlarında yaşanabilecek %10’luk bir düşüşün AB ekonomisinde %0.1’lik bir pozitif etkisinin olacağı söylenmekte.

En büyük petrol ihracatçısı olma yolunda ilerleyen Çin de bu düşük fiyatlardan yararlanmaya çalışmakta. Ancak yavaşlamaya başlayan ekonomiyi kurtaracak bir yolun bu düşük fiyatlar olduğunu söylemek zor gibi görünüyor.

Kullandığı petrolün neredeyse tamamını ithal eden Japonya ise, düşük fiyatlardan memnun olmasına rağmen, yüksek enerji fiyatlarının enflasyonu tetiklemesinden de zaten memnundu (Shinzo Abe’nin ekonomi politikasından dolayı).

Petrolünün %75’ini ithal eden Hindistan ise düşük petrol fiyatlarının dış borç açığını kapatmasını sağlayacağını düşünmekte. Yine benzin için sağlanan sübvansiyonun da iki buçuk milyar dolar kadar da düşeceği düşünülmekte (ancak elbette fiyatlar sürekli düşük kalırsa).

Kaynak:

Reuters BBC News EIA The Guardian
SON YAZILAR
İLGİLİ HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.