Kitabın Yazarı: Doç. Dr. Erkan Demirbaş
Sayfa Sayısı: 108
Yayınevi: Nobel
Basım Tarihi: Nisan 2013/1.Basım
Kitaptaki Bölüm Sayısı: 4
– Finansal Kriz Ve Türleri
– 2008 Mortgage Krizi
– Krize Karşı Alınan Tedbirler Ve Ekonomik Göstergeler Üzerinde Etkisi
– Sonuç
ÖNSÖZ
2008 küresel finansal krizi, ABD mortgage piyasasındaki çalkantının kredi krizi ve ardından likidite krizine dönüşmesiyle tüm dünyayı etkisi altına almıştır.
Kriz reel sektöre yayılarak üretim ve istihdamın düşmesine sebep olmuş, ilk başlarda görünmez ele sadık kalınmakla birlikte, daha sonra krizin büyümemesi için piyasalara müdahale edilmiştir.
ABD’de FED (Federal Reserve Bank) bekle-gör politikası izleyerek yetersiz kalan para politikası araçları yanında yeni mekanizmalar da geliştirmiştir. Merkez bankaları arasında mükemmel bir işbirliği olmasına rağmen vaktinde müdahale yapılmaması krizin sonuçlarını kaçınılmaz kılmıştır.
Kriz ulusal düzeyden bölgesel ve küresel düzeye ulaşmış, IMF (International Monetary Fund) de krize müdahale sürecine dahil olmuştur. Burada çekici olan nokta IMF’nin genellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sıkı para politikası uygulamasına rağmen mortgage krizi tecrübesinde tam tersi politika izlemesidir. Ek likidite sağlanmasını onaylamakla birlikte kendisi de kısa vadeli likidite sağlamıştır. Bu değişim krizin gelişmiş bir ülkede başlayıp, diğer bir gelişmiş ülkeye sirayet etmesinden mi kaynaklandığı sorusunu akıllara getirmiştir.
FİNANSAL KRİZ TANIMI
Literatürde finansal kriz ile ilgili birçok tanım bulunmaktadır. Bunun sebebi finansal krizlerin zaman içerisinde farklı şekillerde ortaya çıkmasından kaynaklanır.
Stanford’a göre finansal kriz, finansal piyasalar ile reel sektör arasındaki ilişkiyi ortaya koymakta olup, finansal piyasaların sermaye tahsisi yapamaması sonucunda finansal aracılık ve yatırımların durmasını ifade etmektedir.
FİNANSAL KRİZ TÜRLERİ
1-PARA KRİZİ
1.1-Birinci Nesil Modeller
1.2-İkinci Nesil Modeller
1.3-Üçüncü Nesil Modeller
2-ANİ DURUŞ (SUDDEN STOP) KRİZİ
3-BANKACILIK KRİZİ
4-BORÇ KRİZİ
5-İKİZ KRİZLER
2008 MORTGAGE KRİZİNİN SEBEPLERİ
- Konut edinmeyi teşvik eden hükümet politikaları
- Bankaların çalışma modellerindeki değişim
- Asimetrik bilgi
- Mortgage kredilerinin yapısının bozulması
- Değişken faizli konut kredileri
- Konut fiyatlarındaki balon artışlar
- Denetim eksikliği
2008 MORTGAGE KRİZİNE GENEL BAKIŞ
2007 sonbaharında hissedilmeye başlayan finansal kriz tek bir nedeni olmayan birbirine bağlı araç ve aktörlerin bir veya birkaçının tökezlemesi ve iletişimlerinin kopması şeklinde söylenebilecek bir likidite krizidir.2006 yılında mortgage piyasalarında başlayan dalgalanma 2007 yılıyla beraber kredi krizi, üçüncü çeyrekten sonra likidite krizine dönüşmüştür.
1990 yılı sonrasında 2001-2005 yıllarında faiz oranlarında düşüş ve risk alma iştahının yükselmesi nedeniyle konut kredileri piyasalarında bir genişleme olmuştur. Ancak bu kredileri geri ödemelerinde yaşanan sıkıntılar beraberinde menkul kıymetleştirme sorununu getirdi. Yatırımcılar emlak fiyatlarının artmasını bekledi. Ancak balon artışlar ve borcu olanların geri ödeme güçleri dikkate alınmadı.
Balonun 2005 ikinci yarısında sona ermesi ile birlikte limit aşımları da gün yüzüne çıkmış oldu.2007’de finansal piyasalar patlak verdi. İpotek kredilere dayalı çıkartılan menkul kıymetlerin kredi derecelerinin de kuruluşlarca düşürülmesi yatırımcıların fonlarını çekmelerindeki artışa sebep oldu ve nakite çevrilmeyi de güçleştirdi.
31 Temmuz’da ülkenin onuncu büyük mortgage şirketi yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini açıkladı ve 6 Ağustos’ta iflasını istedi. 9 Ağustos 2007’de Fransız bankası BNP Paribas elindeki ABD subprime (eşik altı) mortgage borç teminat altına alınmış varlık değerlerinin güvenilir olmamasından dolayı fonların bazılarının ödenmesini geçici olarak durdurdu ve bu da küresel krizi tetikledi. Bu adımda dünya çapında finansal firmaların borç verme işlemi karşılığında kabul ettikleri teminatların değerini ve kendi finansmanlarını sorgulamalarına neden oldu.
Bankaların mortgage kaynaklı kayıplarının uzantıları ve likidite ihtiyacı ile ilgili belirsizlikler, bankaların kendi aralarında ve finansal kuruluşlara borç verme isteğinin azalmasına neden oldu. Nakit akışı ve borç verme işlemlerindeki durma, likidite temininde sorunlara yol açtı. Tüketici harcamalarında önemli azalmalar yaşanırken istihdam ve üretim ile ilgili olumsuz beklentiler ortaya çıktı.
Klasik faiz oranı enstrümanının etkinsiz kalması ABD merkez bankası FED’ i yeni çözümler üretmeye zorladı. Bu maksatla FED 2008 sonu itibariyle 900 milyar dolar olan bilançosunun neredeyse 2/3’ünü yeni programlara ayırdı.
KRİZİN AVRUPA’YA ETKİSİ
İngiltere’de yapı kooperatifi Brotfort and Bingley krizden kurtarılırken İzlanda’da üç büyük banka kamulaştırıldı. Avrupa bölgesinde birçok banka finansal krizden olumsuz etkilendi. Sorunlu varlık kurtarma programının 29.09.2008’de reddedilmesi krizin Avrupa bankacılık piyasasına yayılmasında etkili oldu. Benelüks ülkeleri ve Fransa’da sınır ötesi çalışan büyük çağlı iki banka likidite ve sermaye sıkışıklığı yaşadı. Almanya hükümeti büyük çaplı bir emlak kuruluşu olan Hypo Real Estate’yi kurtarma paketi açıkladı.
KRİZE KARŞI ULUSAL DÜZEYDE ALINAN TEDBİRLER
Avrupa ve Asya’da likidite desteği ve kapsamlı tedbirler
- ABD kongresinin mali yardım paketi
- Finansal kurumların yükümlülüklerine devlet güvencesi
- Maliye ve para politikalarının genişletilmesi
- Birçok merkez bankası faiz indiriminde bulunmuş ayrıca 12 Ekim tarihli Eurogrup toplantısında piyasalara kredi sağlanması, sermaye enjekte edilmesi, çeşitli varlıkların satın alınması ve mevduat garanti limitlerinin yükseltilmesi gibi düzenleme ve değişiklikler yapılması kararlaştırılmıştır.
KRİZİN MAKROEKONOMİK GÖSTERGELERE ETKİSİ
- Ekonomide Daralma:2009’da %0,5 küçülme
- Üretimde düşüş, işsizlik artışı
- İhracatta gerileme, ithalatta yavaşlama
- Enflasyonun düşmesi
- Emtia fiyatlarında azalma ve
- Kamu borçlarında yükselme.
SONUÇ
Amerikan konut rüyası emlak fiyatlarının düşmesiyle büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Herkesin kâr elde ettiği süreçte ödeme gücü düşük olan tüketicilere verilen krediler ve ihraç edilen tahvillerin kredi notlarının gerçeği yansıtmaması risk unsurları idi. Sistemin durması ABD piyasalarını derinden etkiledi. Görünmez ele olan inanç ve bekle-gör politikasının ardından finansal piyasalara yönelik pek çok yenilikçi politika uygulanmıştır.
Dolar cinsinden likidite sağlamak üzere başka merkez bankaları ile anlaşmaya varılmıştır. IMF’de piyasa ek likidite sağlanmasına yönelik para politikası izlenmiştir. Özellikle para arzının yükselmesi piyasaları sakinleştirmiş ve gücen duymasına katkı sağlamıştır ancak bu sürekliliği saylayamadı. Krizden dersini alan aktörler artık daha temkinli ancak kapitalizmin kâr unsuru daima varlığını hissettirecek. Bu da 2008 krizindeki gibi dünyadaki son kriz olmayacağını gösterecek.