1960’ların başında sömürgecilik döneminin yerini sırasıyla bağımsız devletlere bırakmasıyla her Afrika ülkesi demokratik bir rejime geçmeyi arzulamıştır. Fakat tam anlamıyla kolonyalist ülkelerin etkisinden kurtulamadıkları için bu geçiş zor olmuştur.
Sömürü altındaki Afrika ülkeleri, sağlıklı bir kalkınmayı sağlamak için sömürgeci devletlerle olan ekonomik, siyasal ve kültürel ilişkilerini devam ettirmiştir. Doğal olarak eski kolonyalist ülkelerin Afrika’daki etkilerinin uzun yıllar sürmesine neden olmuştur.
Eski sömürgeci devletlerden Afrika ile bağları en kuvvetli olanı Fransa’dır. İngiltere Fransa’ya göre biraz daha zayıf kalmıştır. Fakat İngiltere, Commonwealth’teki[1] kalkınmış üyelerin, kalkınmakta olan üyelere yardım etmesini sağlayarak ilişkileri koparmamaya çalışmaktadır. Commonwealth’te günümüzde 53 üye devlet bulunmaktadır ve bu topluluğun sorumlulukları gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bu üyelerin yaklaşık %60’ı 30 yaşından küçük devletlerdir.[2]
Fransa, milliyetçi yapısından ötürü her zaman dilini ve kültürünü diğer ülkelere yaymak isteyen bir yapı içerisinde olmuştur. 2014 itibarıyla dünyada Fransızca konuşan insan sayısı 274 milyon olmuştur. Bu özelliğiyle dünyada en çok konuşulan beşinci ve İngilizce’den sonra en çok öğrenilen ikinci dildir. Fransızca’nın iki kullanımı mevcuttur: yabancı dil olarak ve günlük konuşma dili olarak. Afrika’da 13 ülkede ve 25 şehirde Fransızca konuşulmaktadır.[3]
Eski sömürge ülkelerle Avrupa Birliği arasında 1975 yılında imzalanan ilk Lomé Sözleşmesi ile sömürgeci ülkeler, 71 Afrika, Karayip ve Pasifik ülkesi(AKP) ile ekonomik birlikteliklerini devam ettirmeyi amaçlamıştır. Bu sözleşme, uzun dönemde sağlanması planlanan işbirliği, yardım ve ticari faaliyetleri içermektedir. Lomé I, Lomé II ve Lomé III 5 yıllığına, Lomé IV on yıllığına imzalanmıştır.[4]
Fransızca konuşan Afrika ülkeleri de Frank birliğine alınarak, bölge ile yapılan ticaretlerde ortak para birimiyle hareket edilmesi sağlanmıştır.
Bazı ülkeler hem Frankofon’a hem de İngiliz Milletler Topluluğu’na üyedir. Örneğin Kamerun’un resmi dili Fransızca olmasına karşın, bir bölgesinin eskiden Britanya İmparatorluğu’na bağlı olması sebebiyle İngilizce’yi de resmi dili olarak kabul etmiş ve iki topluluğa da üye olmuştur.[5]
Son zamanlarda tüm dünyanın Afrika’ya olan ilgisinin artması sebebiyle Fransa, bölgedeki nüfuzunu korumakta zorlanmaya başlamıştır. Özellikle ABD, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin Afrika’ya yaptığı yatırımlardan rahatsızlık duyan Fransa, yeni çözüm yolları arayışı içerisine girmiştir.[6] Bu noktada Fransa’nın Afrika’daki Türk varlığından da endişe duyulduğu görülmektedir. Libya ile Türkiye’nin siyasi ve ekonomik açıdan ilişkilerinin iyi olduğu bilinmektedir. Arap Baharı ile birlikte 2011’de Libya’da başlayan ayaklanmalar başlamıştır. Libya’ya yapılacak olan bombardımanın Paris’te yapılan bir toplantıyla kararlaştırılarak, ilk bombanın Fransa tarafından atılması, adeta Türkiye’ye karşı verilen siyasi bir mesaj olmuştur.
Oğuz Kağan BATI
[1] İngiliz Milletler Topluluğu.
[2] Commonwealth. About Us. Erişim: 14.12.2014. http://thecommonwealth.org/about-us
[3] Organisation Internationale de la Francophonie. Données et Statistiques sur la Langue Française. Erişim: 05.12.2014. http://www.francophonie.org/-Donnees-et-statistiques-sur-la-.html
[4] Groupe des Etats d’Afrique, des Caraïbes et du Pacifique. Note Historique par la Comission Européenne-la Convention de Lomé. Erişim: 14.12.2014. http://www.acp.int/fr/content/note-historique-par-la-commission-europ%C3%A9enne-la-convention-de-lom%C3%A9
[5] CIA. People and Society. Erişim: 14.12.2014. https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/cm.html
[6] Fuad Ferhavi. Ortadoğu ve Afrika’da Fransız Dış Politikası. (Ankara: Usak Analiz No: 27. Aralık 2013). ss. 6-9.