Kolombiya, Orta Amerika ve Güney Amerika’nın buluştuğu stratejik noktada bulunmaktadır. Kolombiya’nın Panama, Venezuela, Brezilya, Peru ve Ekvador ile kara sınırı bulunmaktadır. Aynı zamanda hem Pasifik Okyanusu’na, hem de Karayip Denizi’ne kıyısı vardır. Kolombiya’nın günümüz sınırları, Simon Bolivar’ın Büyük Kolombiya’sının bölünmesi sonrasında, 1831’de şekillenmeye başlamıştır.
1903’te Panama bağımsızlığını kazanınca Kolombiya, başka bir stratejik bölgesini kaybetmiş oldu. Bu tarihten itibaren Kolombiya, Panama Kanalı’nı kontrol eden her kim olursa olsun, onunla dostane ilişkiler kurmak zorunda kaldı. Kolombiya, üç And Sıradağı tarafından bölünmüştür. Bunlar Batı, Orta ve Doğu Sıradağları (Cordilerras)’dır. Ülkenin tropikal-ekvatoral ikliminden dolayı nüfusun büyük bir kısmı, daha elverişli iklime sahip olan yüksek yerlere yerleşmiştir.
Ülkenin ekonomik ve politik merkezi, başkent Bogota’dır. Bogota nüfusu yaklaşık olarak 8 milyondur. Magdalena Nehir Havzası bu merkez bölgeyi, ülkenin en büyük limanları olan Cartagena ve Barranquilla’ya bağlamaktadır. Ülkenin güneyinde bulunan yoğun Amazon yağmur ormanları, doğusunda bulunan ve nüfusun seyrek bir biçimde yerleştiği Orinoco Düzlükleri ve batısında bulunan Pasifik kıyıları, Kolombiya’nın çevresini oluşturmaktadır.
Söz konusu bölgeler petrol ve kömür gibi hammaddelere; aynı zamanda da uyuşturucu kaçakçılığı ve ayaklanmalara ev sahipliği yapmaktadır. Bu sorunlu bölgelerde kontrolü sağlamlaştırabilmek, günümüzde Kolombiya’nın en büyük coğrafi hedefini oluşturmaktadır. İleriye baktığımızda, ülkenin yeraltı zenginlikler ve Amerika Birleşik Devletleri’ne olan coğrafi yakınlığı, Kolombiya açısından ekonomik fırsatlara dönüşebilir.
Bu nedenle de Kolombiya, zorunlu olarak, güvenlik sorunları ile, ve nüfusun yoğun bir biçimde bulunduğu bölgeler, yeraltı kaynakları açısından zengin bölgeler ve kıyılar arasındaki bütünleşme sorunları ile uğraşmaya devam edecek gibi görünüyor.