Bir kış çıkmazında kaskatı karanlıkta
takılı kalmış zaman soğuk ve müzlim
Korkunun ayazıyla buz tutan kalbin
Kaybolmuş ufuklar seçilmiyor elin.
Ya hadım edilmiş akıl
bıkmadan ekranlara bakmaktan
Güneşi dürülmüş gözlerin
amansız bir rüya körü şimdi
amaya tutulmuş
ruhun pencereleri.
Ama kimseler etmez insana
kendi eliyle ettiğini
Uğruna neleri feda etmediğin o yüksünmek lüksün
her akşam yemeklerden sonra yuttuğun bir kutu propaganda
gözlerini sürmelediğin çamur
ağzında çiğnediğin işporta malumat
güneşten yüz çevirdin de bir lamba uğrunda
evrenin o sessiz heybetli saati
gelip durdu
çekilmez bir karanlıkta.
2.
Şehir mi
nifaktan unufak pejmürde bir ahali
sen çeşmelerinden anla onun halini
ki onlar eskisi gibi
berrak haberler taşıyarak hatıralardan
cesur ve dolucasına
uslanmaz ve delicesine
akmazlar daha
sokak ortasında
cami avlusunda
süresiz bir sansüre uğramış bir mecmua gibi
mühürlenmiştir
tarihin ve işlek yüreklerin içinden
zamanı söyleyen dilleri
nerede dünyayı çekilir kılan
yeryüzü halleri
merhamet ümit ve yaşama sevinci…
Şanlı bir cehaletten tutuşturduğun cehennem
cenevinden günbegün sardı gövdeni
sonsuz azaptan bir prova gibi.
ve şimdi bütün çocuklar
müşfik asude bir koydan
azgın saatlere bırakılan Musa
ya da tuhaf çağlara yazgılı
örümcek ağlarına takılan
talihsiz bir kelebek mi yoksa
(Aralık,2020)