Krizin başlangıcı, iki ülkenin yaşadığı diğer krizlerin aksine, diplomatik olarak çıkmamıştır. 25 Aralık 1995 tarihinde “Figen Akad” isimli Türk bandralı bir yük gemisi, Kardak kayalıkları açıklarında karaya oturunca, geminin kaptanı Türk ve Yunan sahil güvenliğinden yardım istemiştir. Yardıma ilk cevap veren, Yunan sahil güvenliği, devriye botlarıyla kurtarma çalışmalarına başlamıştır. Türkiye ise Yunan devriye botlarının Türk karasularına girdiği gerekçesiyle Yunanistan’a nota göndermiştir. Atina ise kayalıkların kendi karasularında olduğunu belirtip, gemiyi kurtarma yetkisinin kendisinde olduğunu belirtmiştir.[1]
Bu olayın iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmesi ise 26 Ocak 1996 tarihinde Kalimnos Adası Belediye Başkanı’nın yanına adanın papazını, ailesini ve basından bir grubu alarak Kardak Kayalıkları’na çıkıp, Yunanistan bayrağı dikmesidir. Ertesi gün ise Hürriyet gazetesinin iki muhabiri kayalıklara giderek, orada bulunan Yunan bayrağını indirmiş, yerine Türk bayrağı dikmiştir. İki ülkenin halkları arasında başlayan sorunun krize dönüşmesi ise, 29 Ocak tarihinde Yunan deniz komandolarının kayalıklara çıkıp tekrar Yunan bayrağı dikmesi olmuştur. Türkiye, bu olaya çok sert tepki göstermiş, Yunan bayrağının ve askerlerinin kayalıklardan çekilmezse, iki ülke arasında savaş olacağının sinyallerini vermiştir.[2] Bu uyarılara rağmen, Yunanistan’ın değişmeyen tutumu nedeniyle, Türkiye SAT (Su Altı Timi) komandolarını kayalıklara göndermiş, 31 Ocak 1996 tarihinde yapılan operasyonla SAT komandoları, Kardak kayalıklarının batıdaki olan kaya parçasına çıkmışlardır.
Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan bu kriz ABD’nin arabulucuğunda çözülmüş, iki ülke askerleri kayalıklardan geri çekilerek olası bir savaşın eşiğinden dönmüşlerdir.
Kaynakça
[1] Fırat, Melek, ‘’1990-2001 Kürselleşme Ekesninde Türkiye’’, Baskın Oran (ed.), Türk Dış Politikası, Kurtuluş Savaşından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar, cilt II, 6.Baskı, İstanbul, İletişim Yayınları, 2002, s.464
[2] Fırat, Melek, a.g.e., s. 465-466