İsrail Devleti, 1948 yılında Akdeniz’in doğu kıyılarına kurulmuştur. Ülkenin Gazze Şeridi, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Mısır ile sınırı bulunmaktadır. Günümüz İsrail toprakları tarih boyunca, Roma İmparatorluğu’ndan Britanya İmparatorluğu’na kadar, büyük güçler için çekici bir bölge olmuştur. Bir Akdeniz ülkesi için İsrail toprakları stratejik bir geçiş yoludur. Bir Doğu ülkesi için ise İsrail’in kontrolü, bölgeyi tampon olarak kullanıp, ülkenin bir yanını koruyabilmek için önemlidir.
İsrail, içinde topoğrafik açıdan dört farklı bölge barındırır; İsrail’in yarısından fazlası, Sina Çölü’nün bir uzantısı olan Necef Çölü ile kaplanmıştır. Kıyıda uzanan düzlük, Gazze Şeridi’nden başlar ve kuzeye doğru, Lübnan sınırına kadar uzanır. Kuzeyde Hermon Dağı eteklerinden başlayıp Kudüs’ün güneyine kadar uzanan alanda ise Tepe Bölgesi (Hill Region) bulunur. Ürdün Vadisi ise, Ürdün Nehri’ni takip eder ve aşağıya, Ölü Deniz’e kadar devam eder. İsrail, aynı zamanda stratejik bir yayla olan Golan Tepeleri’nin batısının üçte ikisi üzerinde de hak iddia etmektedir. Ülkenin en önemli bölgeleri kıyıdaki düzlük bölge ve Tepe Bölgesi’dir.
İsrail’in yaklaşık 8 milyonluk nüfusunun 3 milyonundan fazlası, Tel Aviv’i kapsayan Guş Dan bölgesinde bulunmaktadır. İsrail’in başlıca coğrafi sorunları, ülkenin doğal kaynaktan ve stratejik derinlikten yoksun olmasıdır. İsrail’in en dar noktası yalnızca 9,3 mil genişliğindedir. İsrail şu an için kendini savunabilecek durumdadır. Ancak bu durum, sürekli olarak askerî açıdan bir hazır olma durumu gerektirmektedir. Suyun tuzdan arındırılması teknolojisi üzerinde katedilen yol, su kıtlığı ile ilgili sorunlara yardımcı olmaktadır. Bunun yanı sıra, denizde bulunan ve kısmen büyük doğal gaz rezervleri olan Tamar ve Leviathan’ın keşfi, İsrail’in doğal gaza ulaşımını da kolaylaştırmıştır.
Tüm bunlara rağmen İsrail, doğal kaynak fakiri bir ülkedir. Bu nedenle de İsrail tarih boyunca, büyük güç sahiplerinin desteklerine bağımlı olmuş, bir yandan da bölgesel güçler arasında denge politikası izlemek zorunda kalmıştır. Ülke içerisinde yaşanacak bir anlaşmazlık, bu nedenle dış güçler tarafından kullanılabilir. Daha önceki dönemlerde bu türden bir iç anlaşmazlık, İsrail’in ya başka bir gücün boyunduruğu altına girmesiyle, ya da tamamen yok olmasıyla sonuçlanmıştır.