Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan Küresel Çevre Görünümü 6 (Global Environment Outlook 6) adlı rapor, hava kirliliği ile ilgili kaygılandırıcı veriler içermektedir. Söz konusu rapora göre 1990-2014 yılları arasında, atmosfere salınan insan kaynaklı karbondioksit miktarı %40’tan daha fazla artmıştır. Bu artıştaki temel neden, gelişmekte olan ülkelerin gittikçe daha fazla enerjiye ihtiyaç duyması ve bu ihtiyacını fosil yakıtlardan karşılamasıdır. Ulaştırmada, endüstride, konutta, ticarette v.b. pek çok alanda gittikçe daha fazla fosil yakıt tüketilmesi hava kirliliğinin gittikçe daha ciddi bir sorun hâline gelmesine neden olmaktadır.
İşte söz konusu raporda paylaşılan ve Dünya üzerinde 2,5 mikrondan[1] daha küçük çaplı zararlı parçacıkların nerelerde yoğunlaştığını gösteren harita:
2,5 mikrondan daha küçük çaplı parçacıklar çok hafif olduğundan dolayı yere düşmeden havada günlerce durabilmektedir ve bir yerden bir yere rüzgâr yardımıyla kolayca taşınabilmektedir. Bu nedenle insanlar, bu parçacıkları kolayca soluyarak uzun vadede ölümcül hastalıklara yakalanabilmektedirler.
Le Monde tarafından aktarılan Avrupa Kalp Dergisi (European Heart Journal) verilerine göre, hava kirliliğinden dolayı atmosfere saçılan parçacıklar, her yıl tüm Avrupa’da[2] yaklaşık 800 bin, tüm Dünya’da ise yaklaşık 9 milyon kişinin “erken ölümüne”[3] neden olmaktadır. Bu nedenle, Dünya’da her yıl 7,2 milyon insanın ölümüne neden olan tütünün bile hava kirliliği kadar öldürmediği belirtilmektedir.
Soluduğumuz havada bulunan küçük parçacıkların büyük bir kısmı fosil yakıtların yakılmasından/tüketilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, uzmanlara göre, soluduğumuz havanın kalitesini arttırabilmenin yolu daha az fosil yakıta dayalı bir ekonomik kalkınma modeli bulmaktan geçmektedir.
[1] 1 mikron 1 metrenin milyonda birine, 1 milimetrenin ise binde birine eşittir. Örnekle açıklanması gerekirse plajda bulunan ince bir kum tanesinin çapı ortalama 90 mikrondur, insan saçının genişliği ise (uzunluğu değil) yaklaşık 50 ile 70 mikron arasındadır.
[2] Yalnızca Avrupa Birliği ülkelerinde değil tüm Avrupa’da.
[3] Bir kişinin içerisinde yaşadığı ülkenin ortalama yaşam süresinden daha genç iken hava kirliliğinden dolayı hayatını kaybetmesi “hava kirliliğinden dolayı erken ölüm” olarak kabul edilmektedir.