Geçtiğimiz mart ayı içerisinde Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Almanya’nın Frankfurt kentine kurulan yeni binasının açılış töreni şiddete varan gösterilere sahne oldu. Medyada çıkan olaylarda 91’i güvenlik görevlisi 300’e yakın kişinin yaralandığı ve 350 kişinin ise gözaltına alındığı yansıtıldı.
ECB Euro Bölgesi içerisinde bulunan 19 AB üyesi ülkenin para politikalarını yöneten bir birim olmakla birlikte dünyanın en önemli merkez bankalarından biridir. 1 Haziran 1998 tarihinde Frankfurt genel merkezli olarak kurulmuştur.
18 Mart 2015 tarihinde ise 1.3 milyar euro maliyetle yeni binasını yine aynı şehirde hizmete sokmuştur. Ancak bu yüksek maliyet, yaşanan ekonomik kriz ve bu krizin Euro Bölgesi’ne olan etkileri sonucu ekonomisi çökmekte olan Yunanistan gibi ülkelere yapılan mali yardımlar, ECB’nin kemer sıkma politikaları gibi Avrupa vatandaşlarını huzursuz edici etkenlerle birleşince açılış töreni protestolar ile gölgelenmiştir. Binanın maliyeti bardağı taşıran son damla olarak görülebilir. ABD’de 2011’de ortaya çıkan ve kapitalizm karşıtı eylemleriyle bilinen “Occupy Wall Street” hareketinden ilhamla kurulan “Blockupy” adlı hareketin çağrısıyla sokağa dökülen göstericiler yaşanan ekonomik krizde ECB, IMF ve Almanya hükümetinin sorumlu olduklarını vurgulamıştır. İspanya’dan Podemos ve Yunanistan’dan da SYRIZA gibi önde gelen sol partilerinde destek verdikleri eylemlere Avrupa’nın birçok kentinden katılım olmuş ve göstericilerin sayısı yaklaşık 6 bin olarak medyada yer almıştır.
Türkiye’de Mayıs 2013’te yaşanan Gezi Parkı protestolarında yaşanan benzer olaylar Frankfurt’ta da yaşanmıştır. Göstericilerin kamu malına zarar vermeleri, güvenlik güçleriyle çatışmaları ve güvenlik güçlerinin buna karşılık sert tutumu gibi Arjantin’den Türkiye’ye Almanya’dan ABD’ye kadar hemen her benzer gösterilerde yaşanan olaylar tekrarlanmıştır. Ancak ECB’ye karşı yapılan bu eylemlerin asıl hedefi Avrupa entegrasyonu fikridir.
Bilindiği üzere 22-25 Mayıs 2014 tarihleri arasında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birçok ülkede AB fikrine şüpheyle yaklaşan muhafazakar partiler oylarını arttırmışlardır. Her ne kadar Frankfurt eylemleri sol kaynaklı bir hadise olsa da, AB ve kurumlarına olan güvenin hem Avrupa solunda hem de sağında sarsıldığını söylemek güç değildir. Alman Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel’in protestolar sonrası verdiği “Avrupa Merkez Bankası’nı sorumlu tutmak, kurumun Avrupa’nın birliği için neler yaptığının tam olarak anlaşılmadığını gösteriyor.” demecinden de anlaşılacağı üzere Avrupa genelinde AB’nin ve kurumlarının artık anlaşılamadığını ve birliğin politikalarını vatandaşlara benimsetmede sıkıntılar yaşadığı yorumu yapılabilir. Artan muhafazakar oylar, yükselen yabancı karşıtlığı ve yaşanan ekonomik krize karşı verilen tepkiler AB’nin politikalarını gözden geçirmesi gerektiğini göstermektedir.
Kaynak:
- http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28483784.asp
- http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2015/03/150318_franfurt_gosteri
- http://www.abhaber.com/avrupa-parlamentosu-secim-sonuclari-tartisiliyor/
- http://tr.sputniknews.com/avrupa/20150318/1014497510.html