Amerikan 20 dolarlık banknotlarının üzerine ilk defa siyah bir kadının “Harriet Trubman”ın yüzü basılacak. Köleliğe karşı mücadele vermiş olan bu kadına sunulan saygının bir simgesi ve 10 dolarlık banknotlar üzerinde bir kadın yüzü görmek isteyen feministlerin zaferi olan bu haber, henüz Amerika Hazine Bakanlığı tarafından açıklandı. Harriet Trubman’ın yüzü, yeşil banknotun ortaya çıkmasından bu yana, Amerikan yöneticiler tarafından seçilmiş pek çok yüzden sadece bir tanesi. Yeşil banknotların üzerinde ayrıca Abraham Lincoln, Alexander Hamilton, Andrew Jackson, Ulysses S. Grant ve Benjamin Franklin’in yüzlerini de görmekteyiz. Başka yerlerde de yen, sterlin ve İsviçre frangı gibi güçlü paraları olan uluslar, paraları üzerine ünlü (erkek ve kadın) bilim insanlarının, sanatçıların ve politikacıların yüzlerini seçtiler.
Ancak Avrupa Birliği parası için böyle bir şey söz konusu değil. Bizim eurolarımız yüz olarak farklı dönemlerden seçilmiş soyut binalara sahipler: 5 euro için klasik bir dış cephe ve arkasında yine aynı dönemden bir köprü; 10 euro için Roma Dönemi’nden bir dış cephe ve arkasında bir Roma Dönemi köprüsü seçilmiş. Seçilen yapılar kronolojik olarak bu şekilde, en yüksek kâğıt para olan 500 euro banknotlarına kadar devam etmekte. 500 euro üzerinde ise modern bir bina ve modern bir köprü bulunmakta.
2013 yılında basılan yeni seri paralara biraz daha insanlık eklendi. Paranın ön yüzünün sağ tarafında Tanrıça Europe’un yüzü eklendi. Ancak bu yüz çok küçük ve elbette Europe, mitolojide var olan, gerçekte var olmamış bir kişilik. O zaman neden Avrupalılar paralarda gerçek insanları kullanmak yerine böylesine bir soyutluk yolunu seçtiler?
Millî Tercih
Avrupa Merkez Bankası tarafından yayımlanan bir belge, bu soruya bazı cevaplar vermekte. Bu belgeden öğreniyoruz ki, paralar üzerinde soyut yapılar kullanma fikri, 1995 yılında Avrupa Para Enstitüsü’nün konseyi tarafından alındı. Konsey, öncelikle bir “banknot üzerine çalışma grubu” kurdu ve söz konusu çalışma grubuna ek olarak “tarih, sanat, psikoloji, grafik tasarım ve banknot tasarımı üzerine uzmanlaşmış” haricî ve bağımsız bir organ ile çalıştı. Söz konusu uzmanlar, bir Avrupa bayrağı biçemlemesi üzerinde (Avrupa Birliği’nin yıldızları) hemen anlaştılar. Daha sonra da toplamda on sekiz tema önerisinde bulundular. Avrupa Merkez Bankası bu durumu şöyle açıklıyor: “Ancak söz konusu temaların çoğunda ulusal bir çağrışım bulunmaktaydı veya çoğu, bazı devletlerin ulusal çıkarlarını ön plâna çıkartıyor gibiydi”.
En sonunda bir tema seçildi, söz konusu temanın başlığı “Avrupa’da dönemler ve mimarî biçemler” idi. Bu tema doğrultusunda basılan paraların bir yüzünde bir mimarî biçem, diğer yüzünde ise “değişik dönemlerde Avrupalı sanatçılar tarafından yapılmış resim ve tablolar üzerinde bulunan sıradan erkek ve kadın portreleri” bulunacaktı. Ancak portrelerin seçimi sürecinde, “portrelerin gerçek insan ile en küçük bir benzerliğinin bile millî bir tercihin ifadesi sayılabileceği” gerekçesi ile, seçilen tüm portreler elendi.
Avrupa Merkez Bankası, bu durumu şöyle açıklıyor: “Euro banknotlarının oybirliği ile Avrupa Bölgesi’nde ve ötesinde kabul edilmesi gerekiyordu. Söz konusu banknotlar Avrupa sınırlarının ötesinde, farklı kültürler içinde de dolaşacağı için, her türden millî ve cinsel önyargıyı bu diğer devletlere de önceden belirtmek gerekiyordu.
Birlik’ten Uzaklaşmak
O hâlde işte biz: Eğer Avrupa, önemli kişiler üzerinde bir anlaşmaya varamadıysa bunun nedeni, yapılacak seçimin bir kıskançlık yaratabilecek olmasından duyulan korkudur. Oysa ki Amerika Birleşik Devletleri veya İsviçre gibi federasyonların, önemli kişiler üzerinde anlaşmaya varabildikleri yeteri kadar güçlü bir millî birlikleri bulunmaktadır. Avrupa Birliği, olası bir bölünmeden korkmuş ve muallâk bir tercih etrafında hareket edemez hâle gelmiştir.
Bu durum, Financial Times’ın yayım yönetmenlerinden biri olan Gideon Rachman’a “ulusal paralarda genelde gerçek kişiler ve gerçek mekânlar bulunurken, Avrupa kimliği böylesine bir seçim için fazla kırılgandır” dedirtmiştir. İzlediği pek çok politikada olduğu gibi Avrupa, gerçek bir uzlaşma yokluğunda, bir “yarım çözüm” sürecinde takılıp kalmıştır.
Yunan bir sanatçı olan Stefanos, Avrupa kurumlarının vatandaşlarından uzaklaşmasının bu sembolik ve soyut ruhunu, borçlarının ve muallâklığın yükü altında ezilen küçük kişilikleri banknotlar üzerine çizerek ve dalga geçerek anlatmaktadır. Stefanos, çizimlerini normal bir biçimde parasını harcayarak tüm piyasanın görmesini de sağlamıştır.
Bu kimlik krizinin üstesinden gelebilmek için Gideon Rachman kendi küçük seçim listesini sunuyor: Beethoven, Picasso, Shakespeare, Winston Churchill, Charlemagne ve, daha az tanınmış olsa da, Jean Monnet (çünkü kendisi Avrupa fikrinin kaynağı). Sosyal ağ olan Reddit üzerinde de kullanıcılar, banknotlar üzerinde kullanılabilmesi için kendi önemli kişi listelerini sunmaktalar. Bazılarına göre euro üzerinde hiçbir insan yüzü bulunmaması “utanç verici bir durum”. Neden bu konu etrafında bir ulusal tartışma düzenlenmesin? Belki de bu, Avrupalılar’ı olumlu değerler etrafında birleştirebilir.
* Bu yazı “slate.fr” sitesinden Aude Lorriaux’nun “Pourquoi n’y a-t-il aucun visage humain sur les billets en euro?” başlıklı yazısından çevrilmiştir.