6.6 C
İstanbul
Salı, Mart 28, 2023

Eşcinsel Gururu’nun (Gay Pride) Tarihçesi, Farklı Bayrakları Ve Bu Bayrakların Anlamları

Eşcinsel Gururu’nun Tarihçesi

Lavanta Rengi Korkusu’nun (Lavender Scare) Ortaya Çıkışı

Soğuk Savaş’ın başladığı ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) için millî güvenliğin saplantılı bir hâl aldığı dönem, Amerikalı eşcinseller için çok zor bir dönem olmuştur. Amerikan hükümeti bu dönemde eşcinsel kamu çalışanlarını millî güvenliğe bir tehdit olarak görmüştür. Çünkü bu dönemde, Amerikan hükümetine göre, eşcinsel kamu çalışanlarının “ahlak dışı” ilişkilerinin düşman devletlerin ajanları tarafından kaydedilebilme ve bu kayıtların, önemli istihbarat bilgileri elde etmek amacıyla, bir şantaj malzemesi olarak kullanılabilme potansiyeli bulunmaktadır. Bu nedenle de Amerikan hükümeti bu potansiyel tehlikeye hemen bir çözüm bulmayı arzulamıştır.

Bu duruma çözümü Ocak 1953’te başkanlığa gelen Eisenhower bulmuştur. Kendisinin ilk icraatlarından biri Nisan 1953’te imzaladığı bir idari emir (executive order) ile eşcinsellerin herhangi bir federal kurumda çalışmasını engellemek olmuştur. Bu emir, 1995 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. Buna ek olarak Eisenhower, Amerikan hükümeti ile iş yapan tüm özel sektör şirketlerinden de kendi eşcinsel şirket çalışanlarını kovmalarını istemiştir. Hatta bununla da yetinmeyip müttefik devletlere de bu tür önlemler almalarını söylemiştir. Böylece Kızıl Korkusu’nun (The Red Scare)[1] yanı sıra bir de Lavanta Rengi Korkusu (The Lavender Scare)[2][3] ortaya çıkmıştır. Bu dönemde binlerce insan yalnızca eşcinsel olduğundan dolayı işinden atılmıştır ve bunlardan baskılara artık dayanamayan bir kısmı intihar bile etmiştir.

Eşcinsel Gururu’nun Ortaya Çıkışı

Zaten halk arasında hoş karşılanmayan LGBTİ topluluğunun (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transseksüel, İnterseksüel) bu dönemde devlet tarafından resmen yasa dışı ilan edilmesi, halk nezdinde LGBTİ nefretini her geçen yıl daha da arttırmıştır ve LGBTİ topluluğuna ait insanlar gittikçe daha zor günler yaşamaya başlamışlardır. Zaten normalde kamuya açık alanlarda cinsel yönelimlerini açıkça gösteremeyen LGBTİ topluluğu üyeleri artık iş dahi bulamaz hâle gelmişlerdir. Bunun üzerine bu insanların her Amerikan vatandaşı gibi rahatça yaşayabilme istekleri gittikçe artmıştır ve topluluk üyeleri şiddetle kendi haklarını aramaya başlamışlardır.

İşte devlet tarafından LGBTİ üzerine uygulanan baskının arttığı ve eşcinsellerin gittikçe daha fazla hak talebi içerisinde bulundukları bir dönemde, tam olarak 28 Haziran 1969 tarihinde, devlet-LGBTİ anlaşmazlıkları yaşanan küçük bir olayda patlama noktasına varmıştır. New York şehrindeki Greenwich Village’da bulunan The Stonewall Inn adlı bir eşcinsel barına düzenlenen polis operasyonunda polisler çok sayıda eşcinseli gözaltına almak istemişlerdir. Bunun üzerine olaylar büyümüştür ve barın dışında toplanan insanlar polisi protesto etmeye başlamışlardır. Daha sonra gözaltına alma olayı polis ile protestocular arasında bir çatışmaya dönüşmüştür. Böylece LGBTİ tarihinde ilk defa eşcinseller, hakları için polis ile çatışmışlardır.

Ancak olaylar burada bitmemiştir. LGBTİ topluluğu üyeleri ve LGBTİ hareketini destekleyenler bu olayı takip eden hafta boyunca her gün, polis ile LGBTİ topluluğu üyeleri arasındaki olayların yaşandığı The Stonewall Inn’in bulunduğu Christopher Caddesi’ne (Christopher Street) giderek orada polisi protesto etmeye devam etmişlerdir. Bu olaylar üzerine The Stonewall Inn ve buradaki ayaklanmalar “Eşcinsel Gururu’nun ve günümüz eşcinsel hakları hareketlerinin başladığı yer” olarak anılmaya başlamıştır. “Gurur” kelimesinin kullanılması boşa değildir. LGBTİ topluluğu bu kelime ile kendilerinden utanmadıklarını ve kendilerini oldukları gibi topluma göstermeye hazır olduklarını anlatmaya çalışmışlardır (ve bugün de çalışmaktadırlar).

1970 yılının Haziran ayında, 1969 yılı olaylarını anmak adına, Christopher Caddesi Kurtuluş Günü (Christopher Street Liberation Day), New York şehrinde düzenlenmiştir ve bu yürüyüşe 2000 kişi katılmıştır. Bu yürüyüş, ilerleyen yıllarda ABD genelinde (başta Los Angeles olmak üzere) ve dünya çapında (başta Londra olmak üzere) başka yürüyüşleri de tetiklemiştir. Böylece, gittikçe daha fazla sayıda insan LGBTİ topluluğunun hakları için yürüyüşe katılmaya başlamışlardır.[4] Bu yürüyüşler daha sonra bir gelenek hâlini alarak “gurur yürüyüşleri” hatta “gurur geçit törenleri” (Pride Parades) olarak adlandırılmıştır. Olayların başlangıcı olan Haziran ayı ise “Gurur Ayı” olarak bilinecektir.

Eşcinsel Gururu’nun Farklı Bayrakları

Gökkuşağı Bayrak

Kendisi de eşcinsel olan Gilbert Baker, eşcinsel kesim için bir gurur sembolü bulma arayışına girmiştir. Baker’a göre en güçlü sembol bayraktır ve Baker, eşcinsellerin halk içerisinde daha görünür olmasını istemektedir. Ona göre eşcinseller de “ben buradayım” diyebilmelidirler. İşte bu nedenle kendisi, herkes tarafından görülen gökkuşağını temel alan bu bayrağı 1978 yılında tasarlamıştır.

İlk versiyonu toplamda sekiz renkten oluşan bayrak ilk defa Haziran 1978’de San Francisco’da düzenlenen geçit töreninde kullanılmıştır. Daha sonra altıya düşen bayrağın renklerinin her biri (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor) ayrı bir anlam taşımaktadır. Bu bayrak bugün tüm LGBTİ topluluğunu bir bütün olarak temsil etmektedir.[5] Bu nedenle de en ünlü olanıdır.

Biseksüalite Bayrağı

Bu bayrak Michael Page tarafından 1998 yılında, topluluk içerisinde biseksüel insanları ön plana çıkarabilmek amacıyla, tasarlanmıştır. Üst kısmı magenta renkte, alt kısmı mavi renkte olan bu bayrağın ortası lavanta rengidir. Magenta rengi homoseksüelliği, mavi renk heteroseksüelliği, ortadaki lavanta rengi ise biseksüelliği temsil etmektedir.

Transseksüalite Bayrağı

Monica Helms adındaki bir transseksüel tarafından 1999 yılında tasarlanan bayrak üç renkten oluşmaktadır: Açık mavi, açık pembe ve beyaz. Açık pembe renk transseksüel kadınları, açık mavi renk transseksüel erkekleri temsil etmektedir. Ortadaki beyaz şerit ise cinsiyet ikiliğinin olmadığını anlatmaktadır.

İnterseksüalite Bayrağı

İnterseksüalite terimi, ne bir erkek ne de bir kadın cinsel karakteristik özellikleri taşıyan kişiler için kullanılmaktadır. Bu nedenle de interseksüel bayrakta erkek ile bütünleşmiş mavi ve kadın ile bütünleşmiş pembe renkler kullanılmamıştır. Onun yerine “hermafrodit” renkler olan sarı ve mor tercih edilmiştir. Bayrağın ortasındaki yuvarlak şekil bütünlüğü ve tam olmayı temsil etmektedir.

Panseksüalite Bayrağı

Panseksüalite terimi, cinsel yönelimi ne olursa olsun, herhangi bir kimseyi cinsel veya duygusal olarak çekici bulabilen kişiler için kullanılmaktadır. Biseksüalitede kişi, karşısındakinin erkek veya kadın olmasına önem vermez. Panseksüalitede ise kişi karşısındakinin ne cinsel eğilimine ne de cinsel organının ne olduğuna önem verir.

2010 yılında internette ortaya çıkan panseksüel bayrağın kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Bayraktaki pembe renk kadınlara karşı hissedilen cinsel çekiciliği, açık mavi renk erkeklere karşı hissedilen cinsel çekiciliği, ortadaki sarı renk ise her iki cinsiyete de ait olmayan kişilere karşı hissedilen cinsel çekiciliği temsil etmektedir.

[1] McCarthycilik etkisiyle Amerika Birleşik Devletleri’nde yayılan bu korku, “komünistlerin ABD’de gittikçe güçlendiği ve hükümette önemli pozisyonlara çoktan yerleştiği” düşüncesinden doğmaktadır.

[2] Bu korku “eşcinsellerin kamuda ve devlet ile çalışan özel şirketlerde yaygın olduğu” düşüncesinden doğmuştur.

[3] Lavanta Rengi Korkusu üzerinde daha fazla bilgi sahibi olabilmek için 2017 yılında yapılmış “The Lavender Scare” adlı belgesel izlenebilir.

[4] Türkiye’deki ilk yürüyüş 2003 yılında İstanbul’da düzenlenmiştir.

[5] Kırmızı renk hayatı, turuncu renk iyileşmeyi, sarı renk Güneş’i, yeşil renk doğayı, mavi renk sakinliği, mor renk ise ruhu temsil etmektedir.


SON YAZILAR
İLGİLİ HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.