2 bin yıl önce akıncılarına; “Gidin bana yeryüzünün cennetini bulun” diye emreden Bergama Kralı II. Attalos’un diğer tüm hükümdarların gözlerini alamayacakları bir şehir sevdasıyla keşfettiği şehirdir Antalya. Doğanın rengarenk bereketiyle sarmalanan bu kent, Toros ve Bey Dağları ile çevrelenmiştir. Her yıl yerli ve yabancı milyonlarca turisti ağırlayan Antalya, Türkiye’de turizmin başkenti şeklinde anılırken, doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla da dünyanın sayılı turizm kentleri arasında gösterilmektedir.
Üç mevsim bahar, bir mevsim yazı yaşayan Antalya, sahip olduğu benzersiz iklim özellikleriyle bir yandan Saklıkent’in karla kaplı dağlarında kayak imkânı sunarken, diğer yandan eşsiz sahillerinde deniz ve güneş keyfi yaşama olanağı sağlar yılın neredeyse 300 günü gülümser güneş havası kadar kendisi de sıcak olan Antalyalılar’a…
Antalya, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Tarihi ve doğal güzellikleriyle başlı başına cennetin yeryüzündeki yansıması olarak nitelendirilir. Antalya tarihinin en eski yerleşim yerlerinden olan Kaleiçi, bu güzelliklerden sadece bir tanesidir.
Kaleiçi’nin sahip olduğu tarihi dokusu ve yaşantısıyla Antalya’nın geçmişine dair ipuçları bulmak mümkündür. Kaleiçi evlerinin karakteristik yapıları Antalya’nın sadece mimari tarihi hakkında fikir vermekle kalmaz, aynı zamanda bölgedeki yaşam tarzını, gelenek ve görenekleri de en iyi şekilde yansıtır. Kaleiçi, günümüzde bir yerleşim yeri olmaktan çok Antalya’yı tanıtan önemli bir turistik sembol haline gelmiştir.
Tarihi dokusu ve her dilin konuşulduğu dar sokaklarıyla hem turistik bir yapı, hem de günlük yaşantının sürdüğü önemli bir merkezdir. Tarih boyunca gözde bir liman şehri olarak anılan Antalya’nın Kaleiçi surları Helenistik, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde şehri savunmak adına inşa edilen ortak eserlerdir. Kaleiçi tek başına bir simge olarak yerini korurken, aynı zamanda içerisinde barındırdığı çeşitli tarihi yapılarla da kültürel bir zenginlik merkezi olarak karşımıza çıkar. Kaleiçi’ne açılan kapı olarak niteleyebileceğimiz Hadrian Kapısı, diğer bir adıyla Üç Kapılar, Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmış ve günümüze kadar orijinal hali en iyi korunmuş eserlerden bir tanesidir. Hadrian Kapısı’nı binlerce yıldır ayakta tutan sütunlar tamamen beyaz mermerden yapılmıştır. Ayrıca sahip olduğu oyma ve kabartma süslemeleriyle de ziyaretçileri kendisine hayran bırakan bir yapıya sahiptir. Hadrian Kapısı’na karşıdan bakıldığında bir yanda, palmiye ağaçlarıyla çevrili modern Antalya şehri, diğer yanda ise Pamfilya’nın en güzel kapısının ardında gizlenmiş tarihi bir miras çıkar karşımıza. Çağlar ve medeniyetlerin uyum içinde birbiri ile kaynaşması, Antalya’nın pek çok yerinde görülebilen ilginç bir özelliktir.
Antalya’da hüküm süren bir çok medeniyetin şehri bir liman şehri olarak kullanması, Antalya koylarının sahip olduğu doğal güzelliklerinin yanı sıra, tarihi bir çok kalıntı ile bezenmesini de beraberinde getirmiştir. Olympos İ.Ö II. yüzyılda kurulmuş bir liman kentidir. İ.S. 15. yüzyıla kadar varlığını koruyan şehir ünlü mitolojik efsane Bellerophontes’in geçtiği yer olarak da bilinir.
Eşsiz güzellikteki bir vadinin iki yakasında bulunan Olympos Antik Kenti, sahip olduğu kumsal ve çeşitli tarihi kalıntılarla da Antalya’ya gelenlerin sıkça ziyaret ettiği bir dinlence alanıdır. Olympos, Antalya’da bir yandan kültür turizmini ziyaretçilerine sunarken, diğer yandan da doğanın bahşettiği eşsiz güzellikleriyle ve plajıyla benzersiz bir tatil beldesi olma özelliği taşır.
Ayrıca Olympos’un simgesi haline gelen ağaç evler, yerli ve yabancı turistlerin doğayla iç içe, sakin bir tatil geçirmelerine olanak sağlar.
Antalya, sahip olduğu doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile yıllardır Türkiye’nin en önemli turizm merkezi olarak milyonlarca turisti ağırlar.
Antalya’nın sahip olduğu ihtişam 1930 yılında gerçekleştirdiği Antalya ziyareti sırasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü de etkilemiştir. Antalya’nın denizini, sahillerini ve karla örtülü Beydağları’nı uzun uzun seyreden Atatürk, “Hiç şüphesiz ki Antalya, dünyanın en güzel yeridir” demekten kendisini alamamıştır.
* Bu makale, gerekli izinler alınarak, “Africa Time” adlı derginin 2014 Kasım sayısından alıntılanmıştır.