Ukrayna ile yaşadığı krizden sonra Batı ile arası Soğuk Savaştan bu yana ilk defa bu kadar açılan Rusya, 29 Mayıs günü tarihi bir anlaşmaya imza atmaya hazırlanmaktadır. Rusya’nın bölgedeki ülkeleri içerisine alacak şekilde dizayn ettiği Avrasya Ekonomik Topluluğu’nun temelleri atılmaktadır. Bu topluluğun asıl amacı olan ekonomik formundan çıkmaması için elinden geleni yapan Kazakistan ve egemenliğine bir etki edeceği endişesi ile topluluğa şüphe ile yaklaşan Belarus yönetimlerinin katılımıyla Kazakistan’ın başkenti Astana’da belki de Avrupa Birliğinin doğu bloğunun temelleri atılacaktır. Rusya’nın bu ülkeler ile 2010’dan bu yana süregelen gümrük birliği planlarını, Kırgızistan ve Ermenistan’ın yakından izliyor olması birliğin ilerleyen yıllarda hem siyasi hem de ekonomik anlamda önemli bir aktör olabileceği konusu gündeme gelmektedir. Bilindiği üzere, Avrasya Ekonomik Topluluğu 2005 yılında Rusya ile Belarus arasında imzalanan gümrük birliği anlaşmasıyla ortaya çıkmıştır. SSCB ülkelerinden Baltık ülkeleri hariç diğer ülkelerin bu toplulukta yer aldığı bilinmektedir. Günümüzde ise Avrupa Birliği gibi ekonomik bir aktör olma iddiası ile konuşulmaya başlanmıştır. Rusya’nın Kırım’ı ilhakındaki yöntemini Sovyetlerin toprak kazanma politikalarına benzeten analistler, aynı zamanda Rusya’nın bu hayalini gerçekleştirmek için daha fazla toprakla ilgili planları olduğunu iddia etmektedirler. Ancak Putin bunun tam tersini iddia etmekte, Rusya’nın planındaki birliğin devletlerin egemenliğini koruma üzerine kurulu bir düzen olduğu, hatta birliğin en büyük avantajının bu olduğunu ve ulus-üstü güçlü bir birlik olacak olan bu birliğin bölgedeki eski itibarı geri kazandırabileceğini iddia etmektedir. Putin’in uzun süredir Sovyetlerin dağılmasının bölgenin başına gelen en büyük felaketlerden biri olduğu konusunu dile getirdiği bilinmektedir. Bu durumun bölge ülkelerini Sovyetlerin geri dönüşü olarak algılaması ve rahatsızlık duymaları da söz konusu olmuştur. Ancak, Sovyetlerin geri dönüşünün bir ekonomik topluluk olacağı görüntüsü ile Kazakistan gibi ülkelerin bu durumla ilgili algılarının değiştiği görülmüştür. Avrupa Birliği’nin ilerleyen süreçte ne gibi bir politika izleyeceği ise belirsizdir. Son zamanlarda ekonomik dengenin batıdan doğuya kaydığının konuşulması, Çin ile Rusya’nın milyarlarca dolarlık gaz anlaşmaları, Hindistan ve Çin için öngörülen ekonomik büyümeleri konusuyla yakından alakalıdır. Rusya’nın planlarında ise doğu bloğundaki ülkelerin Sovyetler payına düşen kısmını tekrar kontrol altına alabilmek ve kendi menfaatleri doğrultusunda bölgede başat bir rol oynamaktır. Avrasya Ekonomik Topluluğu için atılan ilk adımda, imza atacak ülkelerin birleşik GSYH değerleri 2,7 trilyon dolar değerindedir. Buna eklemlenecek olan diğer devletler de katıldığında, 170 Milyonluk nüfusun daha da artacağı bir topluluk halini alabilecektir. Anlaşma, şimdilik gümrük birliğini, iş ve işçi serbestliğini, hizmet sektörü ve büyük ekonomik sektörlerin düzenlenmesi gibi maddeler içeriyor. Sonuç olarak, Rusya’nın bölgedeki güç dengesine ekonomik bir boyut katmak gibi bir amacı vardır. Enerjiye bağımlı Rus ekonomisinin alanını genişletmesi açısından bu anlaşma hayli önemlidir. Ancak oluşturulacak olan bu birliğe bölge aktörleri, özellikle İran, Çin, Hindistan gibi ülkelerin ne gibi bir destek sağlayacağı söz konusudur ki bu gelecekte bu aktörlerden herhangi birinin desteği ile birliğin ne gibi bir hal alacağı merak konusudur.
Kaynaklar:
Reuters Haberi için tıklayın (İngilizce) Avrasya Ekonomik Topluluğu bilgisi için tıklayın Eurasec Web Sitesi (İngilizce)
Ahmet Aydın