Brexit sonrasında Avrupa Birliği’nin (AB) geleceğine ilişkin karar alabilmek için AB üyesi 27 devlet (Britanya dışında kalan üyeler) Slovakya’nın başkenti Bratislava’da 16 Eylül 2016 tarihinde bir araya geldi. Söz konusu toplantı, Haziran 2016’nın sonunda kararlaştırılmıştı.
14 Eylül 2016 tarihinde yaptığı bir konuşmasında AB’nin ön plâna çıkan konularını (ve böylece Slovakya’da ele alınacak konuları), Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker şu şekilde belirtmişti:
- Güvenlik,
- Savunma,
- Brexit görüşmeleri,
- Bölünmekte olduğu izlenimi veren AB’nin tekrar ayağa kaldırılması.
Zorlu Meselelere Odaklı, Zorlu Bir Dönemde Gerçekleşen Toplantı
Toplantının odaklandığı tek mesele Brexit değil. Aynı zamanda AB’de yaşanan göçmen ve sığınmacı krizi de toplantının odak noktalarından. Jean-Claude Juncker, göçmen meselesi ile ilgili “Avrupa’nın doğusu ile batısı arasında çok derin fikir ayrılıklarının olduğunu” belirtmişti.
Buna ek olarak AB’nin zorlu bir dönemden geçtiğine dikkat çekmek isteyen Angela Merkel, toplantının yapıldığı Bratislava Şatosu’na henüz geldiğinde “Avrupa Birliği ‘ciddi bir durumda’, eylemlerimiz ile yaptığımızdan daha iyisini yapabileceğimizi göstermemiz gerekmekte” dedi. Daha sonrasında Merkel, güvenlik, terörizm ile mücadele, savunma üzerinde birlikte çalışma ve ekonomik büyüme ile işsizlik konularına dikkat çekti.
Ayrıca Vişegrad Grubu devletlerinin liderleri, daha önceden “Birlik’in geleceği ile ilgili kendi fikirlerini belirtmek istediklerini, Birlik’e bazı büyük devletlerin fazlaca hâkim olduklarını” belirtmişlerdi, ancak söz konusu devletler (Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan), AB’nin geleceği ile ilgili detaylı bir öneriyi 15 Eylül’de, yani toplantının hemen öncesinde, hâlâ sunmamışlardı. Böylece AB içerisinde, hatta Vişegrad Grubu’nun kendi içerisinde dahi yaşanan bölünmelere dikkat çekilmekteydi.
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP)
15 Eylül 2016 tarihinde Brüksel’de bir araya gelen Avrupa Ticaret Komiseri Cécilia Malmström ve Amerika’nın Ticaret Temsilcisi Michael Froman, AB ile Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanması plânlanan TTIP Anlaşması ile ilgili olarak, 3 Ekim haftasında New York’ta gerçekleştirilmesi düşünülen görüşmelerde “olabildiğince fazla ilerleme kaydetmek istediklerini” belirttiler. Ancak Fransa’nın Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Sekreteri Matthias Fekl, 14 Eylül 2016 tarihinde “Paris’in TTIP görüşmelerine artık politik destek vermeyeceğini, ancak Brüksel’in görüşmelere devam etme hakkı olduğunu” söylemişti. Bu nedenle söz konusu TTIP Anlaşması’nın, AB ile Fransa’nın ortak olmayan görüşlerinden dolayı, ne şekilde sonuçlanacağı da merak konusu.
Sonuç olarak, Bratislava’daki toplantının AB’nin geleceği ve geliştirilmesi için bir “itici güç” olduğu söylenebilir. Ancak AB’nin hem ekonomik, hem de politik geleceği ile ilgili olarak önemli kararların alınması için biraz beklemek gerekecektir. Ekonomik gelecek için TTIP’nin görüşüleceği 3 Ekim haftasındaki New York görüşmeleri önemlidir. Politik gelecek için ise Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, “önemli kararların alındığını görmek için, Mart 2017’de, Roma Antlaşması’nın 60. yıldönümü vesilesiyle Roma’da gerçekleştirilecek olan bir başka toplantının beklenilmesi gerekmektedir” diyerek, Mart 2017’deki toplantının AB’nin politik geleceği için önemini açıklamıştır.
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın Bratislava’da yaptığı kısa açıklama: