Belçika için patates, millî gurur kaynağıdır. Millî yiyeceği “patates kızartması”[1] olan Belçika, dondurulmuş patates ürünlerinden (dondurulmuş patates kızartması, dondurulmuş patates püresi, dondurulmuş patates kroket v.b.) her yıl 3 milyon tondan fazla ihraç etmektedir. Söz konusu ihracattan yaklaşık 3 milyar avro gelir elde eden Belçika[2], dondurulmuş patates ürünleri ihracatında dünya birincisidir.[3]
Belçika’nın dondurulmuş patates ürünleri ihracatında birinciliğe yükselişinin temelleri 1980’li yıllarda atılmıştır. Bu dönemde dondurulmuş gıdalara dönüştürülen patates, piyasaya arz edilmiştir. Söz konusu arz, durmadan artan talep ile birleşince, dondurulmuş patates ürünleri sektörü de durmadan büyümüştür. Belçika’da (cips v.b. de dâhil olan, yalnızca dondurulmuş patates ürünlerini içermeyen) dönüştürülmüş patates ürünleri sektöründe 1990 yılında toplamda 500 bin ton patates işlenerek dönüştürülmüşken, 2018 yılında işlenerek dönüştürülmüş olan patates miktarı 5 milyon tonu bulmuştur. Bu da yaklaşık 30 yıllık bir sürede, dönüştürülmüş patates ürünleri sektöründe tüketilen patates miktarında %1000’lik bir artış yaşandığı anlamına gelmektedir.
Belçika’da bugün altı şirket, Belçika’daki dondurulmuş patates ürünleri pazarının %90’ını elinde bulundurmaktadır. Bunlardan dördü ise (Mydibel, Lutosa, ECOFROST, Clarebout) bu %90’lık payın büyük bir bölümüne sahiptir. Üretilen patatesi satın aldıktan sonra işleyerek satışa sunan bu şirketler, son 30 yıllık sürede üretim miktarlarını 10 kat arttırmışlardır.
Ancak, sektördeki bu büyüme ve dondurulmuş gıda ihracatındaki artış çiftçilerden, yerel halktan veya fabrikadaki işçilerden çok, oligopol hâline gelmiş söz konusu bir avuç şirkete ve bu şirketlerin üst düzey yöneticilerine yaramaktadır. Çiftçilerin, yerel halkın ve işçilerin ise söz konusu şirketlerden dolayı pek çok sorun yaşadıkları belirtilmektedir.
Çiftçiler, çoğu zaman, henüz patateslerini ekmeden bile önce bunları işleyecek olan şirketle bir sözleşme imzalamaktadırlar. Bu sözleşme kapsamında çiftçiler, belirli bir tarihe kadar belirli bir miktarda patatesi söz konusu şirkete sunacaklarını taahhüt etmektedirler. Bunun karşılığında da söz konusu şirket, çiftçilere, ton başına belirli bir ücretten satın alma garantisi vermektedir.
Söz konusu sözleşme sistemi, çiftçiler için ciddi bir baskı unsuru olmaktadır. Çünkü üreticiler bazen, özellikle doğal nedenlerden dolayı, taahhüt ettikleri patates miktarını şirkete zamanında yetiştirememektedirler. Böyle bir durumda şirket, sözleşme kapsamında, eksik kalan patates miktarını başka bir yetiştiriciden satın almaktadır. Başka üreticiden satın alınan bu patatesin faturasını da taahhüdünü gerçekleştirememiş olan patates yetiştiricisine ödetmektedir. Bu nedenle, büyük firmalarla iş yapan küçük patates yetiştiricileri, kendilerini bir anda çok fazla borç altında bulabilmektedirler ve iflas edebilmektedirler. Bu nedenle söz konusu çiftçiler, kendilerini şirketlerin insafına kalmış ve onların kölesi olarak görmektedirler.
Eğer bir çiftçi söz konusu sözleşme sistemini tercih etmek istemezse o zaman, Belçika’da patates ticaretinde fiyat belirleyici kurum olan Belgapom tarafından belirlenecek olan fiyatlardan patateslerini satmak zorunda kalacaktır. Daha “serbest piyasa” sistemi olan bu sistemde hem şirketler hem de çiftçiler için uygun olduğu düşünülen bir patates fiyatı belirlenmektedir. Ancak çiftçiler için bu sistem daha risklidir. Çünkü çiftçiler, bu serbest piyasa sisteminde patateslerini istemedikleri kadar düşük fiyata satmak zorunda kalabilmektedirler ve iflas edebilmektedirler. Bu nedenle de genellikle sözleşme sistemini yeğlemektedirler.
Dondurulmuş patates ürünleri üretilen fabrikalara yakın yerlerde oturan yerel halk da bu fabrikalardan dolayı sorunlar yaşamaktadır. Dondurulmuş patates kızartması, üretim aşamasında, dev makinelerde soyulup kesilip yağlandıktan sonra dev fritözlerde kızartılmaktadır ve ondan sonra dondurularak paketlenmektedir. Bu nedenle bu fabrikaların yağ kokuları ve dev makinelerin gürültüsü, fabrika civarlarında oturan insanların hayatlarını yaşanmaz kılmaktadır.
Belçika’nın Warneton adlı yerleşim yerinde bulunan Clarebout fabrikasının havayı nasıl kirlettiği, aşağıdaki video izlenerek daha iyi anlaşılabilir. Videoda, fabrika yakınlarında oturan bir vatandaş: “Gece-gündüz, yatak odamda bile kokuyu (kızartma yağının kokusunu) alıyorum. Patates kızartmasını seviyorum. Ancak gece-gündüz, günün 24 saati bu kokuyu almak katlanılır bir şey değil” demektedir. Söz konusu fabrikadan yayılan kokuya ek olarak, üretim esnasında havaya yayılan küçük yağlı parçacıklar da yerel halkı rahatsız etmektedir. Ayrıca, üretim yapan fabrikaya ve bu fabrikadan başka yerlere ham maddenin ve işlenmiş ürünlerin taşınması da bölgedeki trafiği arttırmaktadır ve gürültüye neden olmaktadır. Bir vatandaş, kapısının önünden geçen ve taşıma işini gerçekleştiren söz konusu büyük taşıtların (kamyon, traktör v.b.) sayımını yapmıştır ve 12 saatlik bir sürede kapısının önünden bu taşıtlardan toplamda 256 adet geçtiğini tespit etmiştir. Bu da saatte yaklaşık 21 büyük ve gürültülü aracın, söz konusu vatandaşın kapısının önünden geçmesi anlamına gelmektedir:
Yine aynı fabrika tarafından etrafa yayılan gürültüden dolayı fabrika yakınlarında oturan vatandaşlar gece, uyuyabilmek için, pencerelerini kapatmak zorunda kalmaktadırlar. Söz konusu gürültü, yerel halk tarafından şöyle kaydedilmiştir:
Ayrıca, dondurulmuş patates ürünlerinin işlenmesi aşamasında pek çok suya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle genellikle nehir etrafına kurulan fabrikalar, patatesleri işledikten sonra atık suları iyice arıtmadan civar nehirlere döküp bu nehirleri de kirletmektedirler:
Bunlara ek olarak, üretim kapasitesinin üzerinde üretim yapmaya çalışan fabrikalar, başa çıkabileceklerinden fazla atık su üretmektedirler. Bu atık su da arıtma tesislerinden taşabilmektedir ve böylece yine çevreyi kirletebilmektedir:
Dondurulmuş patates ürünleri üretiminden yalnızca çiftçiler ve fabrika civarında yaşayan insanlar zarar görmemektedirler. Fabrikalarda çalışan işçiler de yaşadıkları iş kazalarından dolayı zarara uğramaktadırlar. Öyle ki Belçika’da dondurulmuş patates ürünleri sektörünün tamamında, 2015-2019 yılları arasında, toplamda 2841 iş kazası meydana gelmiştir.
Yaşanan kazaların hepsi elbette ağır kazalar değildir. Ancak üzerine kaynar yağ dökülen ve bu nedenle vücudunda oluşan kalıcı izlerle hayatını devam ettirmek zorunda kalan veya yaşanan bir iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmiş olan işçiler de mevcuttur. Bu iş kazalarının temel nedeni, işçi sağlığından çok üretime ve gelir elde etmeye odaklanılmasıdır. Bu nedenle etrafa dökülen yağlara, yapılması gereken temizliğe, su sızıntılarına v.b. sorunlara aldırılmadan olabildiğince fazla üretime odaklanılmaktadır. Bu nedenle işçiler, araç altında ezilerek, elektrik çarpmasından v.b. başka nedenlerden dolayı hayatlarını kaybedebilmektedirler. Aşağıdaki haberde bir işçinin, çalıştığı Clarebout fabrikasında çektiği ve bu fabrikadaki çalışma koşullarını gösterdiği fotoğraflara yer verilmiştir:
Çiftçiler ve işçiler söz konusu şirketlere bağımlı olduklarından dolayı seslerini pek çıkarmamaktadırlar. Yerel halk ise bu şirketlere karşı sesini maalesef duyuramamaktadır. Bu nedenle söz konusu sorunlar, kısa vadede çözüleceğe benzememektedir. Bu sorunların uzun vadede çözülüp çözülmeyeceği ise zamanla görülecektir.
[1] Belçika’nın millî içeceği ise biradır.
[2] Belçika, 3 milyar avro “gelir” elde etmektedir. Bu kavramın “kâr” kavramıyla karıştırılmaması gerekmektedir.
[3] Ancak ham patates ihracatında (2019 verilerine göre) Belçika, birinci sırada yer almamaktadır. Ham patates ihracatında toplam ihracatın devletlere göre yüzdesel dağılımı şöyledir: Hollanda (%18,6), Fransa (%15,7), Almanya (%9,06), Çin (%6,55), Mısır (%6,42), Amerika Birleşik Devletleri (%5,01), Belçika (%4,85), Kanada (%4,48), İspanya (%3,93), Birleşik Krallık (%3,76), […]. Belçika, 2019 yılının ham patates ithalat şampiyonudur.