Bazen insanların, vücutlarında sevmedikleri ve değiştirmek istedikleri fiziksel kusurları olabilmektedir. Ancak insanların aslında fiziksel bir kusurunun olmamasına veya söz konusu kusurun çok küçük olmasına rağmen bu kusuru zihinlerinde çok büyüterek saplantılı hâle gelmeleri ve bu kusurlarına her gün saatlerini harcamaları bu kişilerde Beden Dismorfik Bozukluğu’nun (BDB) varlığının sinyallerini verebilmektedir.
Zihinsel bir bozukluk olduğu belirtilen BDB, Amerika Kaygı ve Depresyon Derneği (Anxiety and Depression Association of America) tarafından “insanın kendi vücudundaki, var olmayan veya çok küçük olan, bir kusur ile ilgili sürekli olarak kaygılanması şeklinde kendini belli eden bozukluk” olarak açıklanmaktadır.[1] Amerika Kaygı ve Depresyon Derneği’ne göre BDB’li kişi, söz konusu kusuru vücudunun herhangi bir kısmında bulabilmektedir ve bu kusur (her ne kadar bazen var olmasa da) söz konusu kişiyi o kadar rahatsız etmektedir ki BDB’li kişi günlük hayatını, bu kusura bağlı kaygılardan dolayı, rahat bir biçimde yaşayamamaktadır.[2] Burada önemli olan, BDB’li kişinin günlük hayatında diğer insanlar tarafından fiziksel anlamda gayet kusursuz/normal görülmesidir.
BDB’li bir şahıs, genellikle kozmetik cerrahiye veya başka bir fiziksel tıbbi müdahaleye başvurarak kendisinde gördüğü kusuru “onarmaya” çalışmaktadır. Ancak söz konusu sorun psikolojik olduğundan dolayı herhangi bir cerrahi müdahale BDB sorununu çözmemektedir. Söz konusu bozukluğun çözülebilmesi için fiziksel değil psikiyatrik bir müdahale gerekmektedir. Eğer BDB psikiyatrik bir müdahale ile tedavi edilmezse BDB’li kişilerin, cerrahi müdahalelere rağmen, depresyona girebildikleri ve bu depresyonun insanları intihara itebildiği belirtilmektedir.
Kadınları ve erkekleri aynı oranda etkileyen BDB’nin, yaş açısından bakıldığında, günümüzde daha çok gençlerde görüldüğü belirtilmektedir. BDB’nin ortaya çıkış nedenleri her ne kadar tam olarak belirlenememiş olsa da kültürel, sosyal ve psikolojik etkenlerin BDB’nin ortaya çıkışında önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Örneğin, kaygı (anksiyete) yatkınlığı olan bir gencin fiziksel bir özelliği ile okulda alay edilmesinin, bu kişide BDB’nin ortaya çıkışını tetikleyebildiği söylenmektedir. Bu nedenle günümüzde sosyal medyanın da insanlarda BDB’nin ortaya çıkışını “tetikleyebildiği” belirtilebilir.
Sosyal medyada, kişilerin paylaştığı fotoğraflara yazılan yorumların dışında, özellikle Instagram ve Snapchat adlı uygulamaların sağladıkları görsel filtrelerin kullanıcıları daha güzel/yakışıklı göstermesinin de kullanıcılar üzerinde BDB’yi tetikleyici etkisinin olduğu belirtilmektedir. Özellikle son zamanlarda kozmetik cerrahi müdahalelerde benzemek istedikleri kişiler olarak bu uygulamalar tarafından filtrelenmiş fotoğraflarını gösteren insanların sayısında gittikçe artış yaşanmaktadır. Bu uygulamaların söz konusu filtrelerinin insanlardaki BDB’yi tetiklemesi günümüzde “Snapchat Dismorfik Bozukluğu” olarak bilinmektedir. Yine Snapchat Dismorfik Bozukluğu’nun da cerrahi müdahaleler ile değil de psikolojik danışmanlık ile tedavi edilmesi önerilmektedir.
Son olarak belirtilmesi gerekir ki Beden Dismorfik Bozukluğu, bu yazıdakinden çok daha kapsamlı ve karmaşık bir sorundur. Bu yazının yalnızca “temel bilgi vermek” amacıyla yazıldığı unutulmamalıdır.
[1] BDB’nin ilk defa İtalyan Enrique Morselli tarafından 1891 yılında “dismorfofobi” (yani kısaca “(bedensel) kusur korkusu”) adıyla kullanıldığı belirtilmektedir.
[2] Amerika Birleşik Devletleri’nde günümüzde her 50 kişiden 1’inin BDB’li olduğu belirtilmektedir.