İnsan ilişkileri iki kişinin karşılıklı etkileşimleri sonucu oluşmaktadır. Yaşanılan bu ilişki ise erken çocukluk döneminden başlayıp yaşam sonuna kadar ilerleyen ve gelişen bir süreçtir. Bu sürecin başlangıcını ilk olarak anne ve babamızla ya da bize birincil bakım veren kişi ile geçirdiğimiz zamanlar oluşturmaktadır. İlişkinin seyrine göre de zamanla arada bir bağ oluşur. Bu bağ bir bağlanma stilini meydana getirir. Bağlanma stili ise bireylerin yaşamları boyunca süregelen bağlanma davranışlarını oluşturmakta ve benlik algılarında, seçimlerinde, iş yaşamlarında, aile içi ilişkilerinde, otoriteyle kurulan ilişkilerde, yakın ve romantik beraberliklerde önemli rol oynamaktadır.
Erken çocukluk döneminde, bu bağlanma stilleri çocukların ve ebeveynlerin nasıl etkileşimde bulunduğuna odaklanırken, yetişkinlikte ise bağlanma stilleri, romantik ilişkilerde bağlanma kalıplarını tanımlamak için kullanılmaktadır. Aslında bu süreç yetişkinlik döneminde partnerimize karşı güvenme yeteneğimize de zemin hazırlamaktadır. Yani hangi bağlanma stiliyle büyütüldüğümüz, ilişkilerimizi de bu bağlanma stillerine göre yönettiğimizi açığa çıkarmaktadır.
Bağlanma nasıl ortaya çıkmıştır?
Çocuklukta ve yetişkinlikte sergilenen yakın ilişki biçimlerini anlamaya yönelik araştırmalardan biri Bowlby tarafından geliştirilen bağlanma kuramıdır. Bowlby’e göre bağlanma davranışı başka bir bireye karşı yakınlık arama ve sürdürme olarak tanımlanmıştır. Çocukluk dönemindeki fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızın ne denli karşılandığıyla ilişkili olan bağlanma stilleri temel güven ya da güvensizlik duygusu üzerine kuruludur. Bowlby’nin bağlanma stilleri çocuklu dönemi ile ilgiliyken, Bartholomew ve Horowitz, yetişkin bağlanma stillerini araştıran güvenli, kaçıngan, saplantılı ve endişeli olmak üzere Dörtlü Bağlanma Modelini geliştirmiştir.
Peki bu bağlanma stilleri nelerdir?
İlişkide 4 bağlanma stili:
- Güvenli bağlanma stili olan yetişkinler:
Kendilik algısı olumludur ve karşısındaki kişiye karşı da olumlu duygularla yaklaşır. Hem yakınlık kurmada hem de yalnız kaldığı zamanda da kendini yönetmekte oldukça başarılıdırlar. Bir başkasına bağlı olmakta mutluluk duyan, uzun süreli ilişkiler yaşayan, saygı ve güveni rahatlıkla duyan yetişkinlerdir. Güvenli bir şekilde bağlı yetişkinler, ilişkilerinde daha tatmin olma eğilimindedir. Güvenli bir yetişkinin romantik partnerleri ile benzer bir ilişkisi vardır, kendilerini güvende ve bağlı hissederken, kendilerinin ve eşlerinin serbestçe hareket etmesine izin verir.
- Saplantılı bağlanma stili olan yetişkinler:
Kendilerine karşı olumsuz, karşısındaki kişiye karşı ise olumlu duygularla yaklaşır. Kendilerine olan güvenleri oldukça az olduğu için en temel kaygıları da terk edilmektir. Saplantılı bağlanma stiline sahip bireyler yakın ilişkilerde daha az esnek olma eğilimindedirler. Bu bireyler, benlik saygısını artırmaya yönelik ilişkiler arar ve onaylanma gereksinimlerini yerine getirmek üzere seçtikleri partnerlerine aşırı derecede bağımlı hale gelirler. Bu nedenle, saplantılı bağlanma modeli olan yalnız bireyler sık sık kendilerini sevilmez ve değersiz hissederler. Ayrıca samimi bir ilişki kurdukları zaman, samimiyeti sürdürme ve ilişkinin güvenliğini kaybetmeme çabasıyla aşırı derecede bağımlı davranırlar.
- Endişeli/Korkulu bağlanma stili olan yetişkinler:
Güvenli bir şekilde bağlı çiftlerin aksine, endişeli bağlanma stili olan bireyler, bir fantezi bağı oluşturmak için umutsuz olma eğilimindedir. Gerçek aşkı hissetmek ya da eşlerine güven duymak yerine, genellikle duygusal açlık hissederler. Sık sık onları kurtarmak veya tamamlamak için eşlerini ararlar. Eşlerine yapışarak bir güvenlik hissi arasalar da, eşlerini uzağa iten eylemlerde bulunurlar. Bu bireyler romantik ilişkilerinde partnerlerinin kendilerini terk edeceğinden endişe duymaktadır. Değersizlik duyguları içinde birey kendini başkalarının sevgisine layık görmez; başkalarını da reddedici ve güvenilmez olarak görmektedir.
- Kaçıngan/Kayıtsız bağlanma stili olan yetişkinler:
Benlik algısı olumludur ancak karşısındaki kişiye karşı olumsuz bir algıya sahiptir. Kendilerini değerli görme eğilimindeyken başkalarına karşı olumsuz tutum içindedirler. Kaçıngan bağlanan insanlar kendilerini duygusal olarak eşlerinden uzak tutma eğilimindedir. Ebeveynlik rolünü üstlenerek, izolasyon arayabilirler. Genellikle kendilerine odaklıdırlar ve konforlarına aşırı düşkün olabilirler. Bu tür bağlanma stili olan bireyler, ilişkilerinde kıskanç ve sık sık duygusal iniş çıkışlar yaşamaktadır. Ayrıca partnerlerine karşı da soğuk ve mesafelidirler.
Bağlanma stillerinin duygusal ilişkiye etkisi nedir?
İki birey arasındaki duygusal ilişkiyi yöneten ve bireyleri evlilik kararı almaya iten güç bağlanma stilidir. İlişki içerisinde yaşanan süreçler, çiftlerin birbirlerine karşı tutum, duygu ve davranışları bağlanma stili ile ilişkilidir. Özellikle evlilikte eş seçimi ve eşe karşı bağlılık üzerinde bağlanma stilinin etkili olduğu araştırmalar ile desteklenmiştir.
Evlilik uyumu ve bağlanma biçimleri üzerine yapılan bir araştırmaya göre, evlilikte uyum puanı en yüksek olan kişilerin güvenli bağlanma biçimine sahip olanlar olduğu görülmüştür. Evlilikte uyum puanı en düşük olanlar ise korkulu bağlanma biçimine sahip olan kadın ve erkeklerdir. Hazan ve Shaver’in sınıflamasına (güvenli, kaygılı/kararsız, kaçınan) dayanan diğer bazı çalışmalarda, kaygılı/kararsız bağlanma biçimine sahip olanların evlilikten aldıkları doyumun az olduğu da belirlenmiştir (Amir ve ark., 1999; Erwin ve ark., 2001; Solmuş, 2003).
Diğer taraftan bağlanma stilinin güvenlilik derecesi, kişinin ilişki memnuniyetini de belirlemektedir. Bağlanma stili bireyin ilişkilerle ilgili inançlarını nasıl şekillendirdiği ve ilişki, aşk, güven duygularına yaklaşımını açıklamaktadır. Ayrıca, bağlanma stilinin güvenli olması, bireyin ilişkilerinin daha uzun ömürlü ve sağlıklı olmasını sağlamaktadır.
Öte yandan daha az güvenli bağlanma biçimleri kişinin kendi evliliğini etkilemekte ve ilişkide sorunlarla ilişkilendirilmektedir. Güvenli bağlanma stili olmayan bireylerin, yakın ilişkilerinde ortaya çıkan çatışmaları çözemeyerek, var olan sorunu daha da olumsuz etkiledikleri görülmüştür. Özellikle, endişeli ve kaçınan bağlanma stili olan bireyler ilişkilerinde yaşanan çatışmalarda iletişimi kesme ve saldırganlık gibi olumsuz beceriler geliştirmişlerdir. Gottman’ın 1993 yılında yaptığı çalışma, kaçınan ve kayıtsız bağlanma stili olan bireylerin ilişkilerinde daha az memnun olduğunu ortaya çıkarmıştır.
Sonuç olarak kaynağını erken çocukluk yıllarındaki bakım veren kişi ile kurulan ilişkiden alan bağlanma stilleri, bireylerin hayatını birçok yönden etkilemektedir. Özellikle duygusal ilişki üzerine olan etkisi yadsınamayacak derecededir. Öyle ki bireyler hayatlarında güvenli bağlanma ile olumlu sonuçlar ile karşılaşırken, güvensiz bağlanma ile olumsuz sonuçlarla karşılaşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında ailelerin bebeklik dönemindeki bağlanma stillerine karşı olan farkındalıklarının artması ve bu konunun önemi üzerinde durmaları gerekmektedir.
Kaynakça
Akçakaya, Ü. (2011). Psikolojide Bağlanma Kuramı. Erişim adresi: https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_7428.htm
Burhanoğlu, S. (2016). Romantik İlişkilerde Bağlanma. Erişim adresi: https://www.sabriburhanoglu.com/romantik-iliskilerde-baglanma
Majidova, F. ve İpek M. (2020). Bağlanma Stili ile Evliliğe Yönelik Tutum Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Aydın Sağlık Dergisi, (1), 57-78. Erişim adresi: http://aydinsaglikdergisi.aydin.edu.tr/wp-content/uploads/2020/03/asd_v06i1005.pdf
Martin, S. (2017). Bağlanma Stili Nedir ve Neden Önemlidir? Erişim adresi: https://www.dbe.com.tr/tr/yetiskin-ve-aile/11/baglanma-stili-nedir-ve-neden-onemlidir/
Tutarel Kışlak, Ş. ve Çavuşoğlu, Ş. (2006). Evlilik Uyumu, Bağlanma Biçimleri, Yüklemeler ve Benlik Saygısı Arasındaki İlişkiler. Aile ve Toplum, 3(9), 61-68. Erişim adresi: https://www.researchgate.net/profile/Sennur_Tutarel-Kislak/publication/324150140_Evlilik_uyumu_baglanma_stilleri_yuklemeler_ve_benlik_saygisi_arasindaki_iliskiler_Aile_ve_Toplum_Dergisi_39_61-_68/links/5ac14e7b45851584fa75a0f9/Evlilik-uyumu-baglanma-stilleri-yueklemeler-ve-benlik-saygisi-arasindaki-iliskiler-Aile-ve-Toplum-Dergisi-39-61-68.pdf