İnsan faaliyetlerinden dolayı (uluslararası ticaret, insan eliyle doğaya salınma v.b.) bazı canlı türleri, başka canlı türlerinin yaşam alanlarına girerek bu canlı türlerine zarar verebilmektedir. Atlas Okyanusu için bir felaket olan “aslan balığı istilası”, aslında bu duruma mükemmel bir örnek oluşturmaktadır.
Doğal yaşam alanı Pasifik Okyanusu olan aslan balıklarının, 1980’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Miami şehrinde yaşayan bazı akvaryum balığı yetiştiricileri tarafından çeşitli nedenlerden dolayı[1] Atlas Okyanusu’na dökülmesi sonrasında aslan balıkları bu okyanusa giriş yapmıştır.[2] Atlas Okyanusu’nda, Pasifik Okyanusu’nun aksine, zehirli aslan balıklarını avlayabilecek doğal avcıların bulunmamasından dolayı bu balık türü, Atlas Okyanusu’nda çok rahat ve hızlı bir biçimde çoğalmıştır. Öyle ki aslan balıklarının günümüzde kuzeyde Bahamalar’dan güneyde Kübayı’da içine alan ve Venezuela’ya kadar uzanan bölgeyi istila ettikleri belirtilmektedir.[3] Bu istilanın ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinden Brezilya’nın güneyine kadar genişleyeceği tahmin edilmektedir. Nature’da 2015 yılında yayımlanan bir haberde Brezilya açıklarında aslan balığına rastlandığının belirtilmesi, bu tahminin doğru çıkabileceğinin sinyallerini vermektedir. Bir başka korkutucu tahmine göre ise, eğer aslan balıklarının çoğalması engellenemezse, ilerleyen dönemlerde Karayip Denizi’ndeki balık nüfusunun yarısı aslan balıklarından oluşacaktır.
Her ne kadar bu istila önemsiz gibi görünse de aslan balıklarının Atlas Okyanusu’ndaki yerli türlerden veya bu türlerin yemlerinden beslenerek besin zincirindeki dengeyi bozmaları, ekolojik denge için tehlike yaratmaktadır. Özellikle bölgenin ekosistemi için yararlı olan bazı türlerinin aslan balıkları tarafından (doğrudan veya dolaylı olarak) zarara uğraması, bölgeye hem çevresel hem de ekonomik zararlar vermektedir. Bu nedenle bölgede balıkçılık yapan şirketler de bu istiladan hiç memnun değildirler.
Aslan balıklarının Atlas Okyanusu’nu istilası çeşitli nedenlerden dolayı durdurulamamaktadır. Bunun başlıca nedeni aslan balıklarının genetik özelliklerinin bu istilayı kolaylaştırmasıdır. Her ne kadar aslan balıklarının biyolojisi ile ilgili çok fazla bilgiye sahip olunmadığı belirtilse de bu balıkların çok hızlı büyüyebildikleri, çok genç yaşta üreyebildikleri[4] ve dişilerinin çok fazla yumurta bırakabildikleri[5] bilinmektedir. Aynı zamanda aslan balıklarının çok uzun mesafeleri katedebilmeleri de bu türün istilasını kolaylaştırarak bu istilanın durdurulabilmesini zorlaştırmaktadır.
Diğer bir neden insanların balık türleri arasından yalnızca bir türü avlayabilecek kapasiteye sahip olmamalarıdır. Atlas Okyanusu’na yayılmış olan aslan balıkları ağ ile yakalanmaya çalışıldığında yalnızca aslan balıkları değil, faydalı olan başka türler de ağa takılabilmektedir. Dalınarak zıpkın v.b. gereçlerle yapılan avlanma yöntemleri ise aşırı zahmetli olduğundan ve sıradan dalgıçlar aslan balığı kadar derine dalamadığından dolayı[6] yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle bazı araştırmacılar aslan balıklarını yakalayabilecek bir “yapay avcı” robot geliştirmektedirler. Buna rağmen, aslan balıklarının çoğalmasını önlemek neredeyse imkânsız gibi görünmektedir.
Sonuç olarak söz konusu istila, insanların çevreye verdiği sayısız zarardan yalnızca bir tanesidir. Bu istilanın devam etmesinin gelecekte ekolojik dengeyi nasıl etkileyeceğini tam olarak tahmin etmek ise maalesef zordur.
[1] Aslan balıklarının çok hızlı büyümeleri, bastırılamaz bir iştaha sahip olmaları ve (bu nedenle) akvaryumdaki başka pahalı balıkları yiyebilmeleri bu nedenler arasında gösterilmektedir.
[2] Başka bir kaynak ise 1992 yılında Florida’yı vuran Andrew Kasırgası neticesinde oluşan sel esnasında akvaryumda bulunan bazı aslan balıklarının sele karışarak Atlas Okyanusu’na girdiğinden bahsetmektedir. Kimi kaynaklar ise her iki nedenin de (akvaryum balıkçıları tarafından okyanusa dökme ve kasırga nedeniyle okyanusa karışma) doğru olduğunu belirtmektedirler.
[3] Günümüzde aslan balıkları Atlas Okyanusu, Meksika Körfezi ve Karayip Denizi için ciddi bir tehdit unsuru hâline gelmiştir.
[4] Aslan balıklarının bir yıldan daha kısa bir süre içerisinde üreyebilecek yetişkinliğe erişebildikleri belirtilmektedir.
[5] Ortalama boya sahip bir bir dişi aslan balığının 1 ile 4 gün arasında 30.000 yumurta bırakabildiği belirtilmektedir. Başka bir kaynağa göre ise bir dişi aslan balığı, yılda 2 milyon yumurta bırakabilmektedir (ki bu da günde yaklaşık 5.500 yumurta yapmaktadır).
[6] 300 metre kadar derinlikte aslan balıklarına rastlandığı belirtilmektedir.