7.7 C
İstanbul
Cumartesi, Aralık 14, 2024

Arı Ölümleri ve Etkileri (VİDEO)

Toplumumuz yüksek ölçüdekarışık ve kırılgan, çeşitli temeller üzerine kurulu. Bunlardan biri de bal arıları tükettiğimiz her 3 öğünden biri arılar sayesinde mümkün. Bal arıları o kadar önemli ki eğer ölürlerse binlerce ekin de beraberinde ölür. Bu da ilerleyen yıllarda milyonlarca insanın açlık çekmesiyle sonuçlanır. Hepsinden önce bal arılarının büyük bir ekonomik önemi vardır. Her yıl polenlenen bitkilerin mali değeri 265 milyar $ dolaylarında. Tükettiğimiz yiyecekler onlarsız yok olurlar veya üretimde devasa bir düşüş yaşanır. Elma, soğan, kabak gibi yiyeceklerin yanı sıra besicilikte kullanılan bitkiler ve bunlar süt ve et gibi yiyecekler için çok önemliler.

Einstein’in şu lafı sıkça alıntılanır; ‘Eğer arılar ölüse sonraki yıllarda insanlar ölür’. Aslında muhtemelen bunu söylemedi, ancak söylemde gerçeklik payı var. Rahatsız edici ancak, arılar ortadan kaybolmaya başladılar. Milyonlarca kovan geçtiğimiz yıllarda işlevsiz hale geldi. Dünya çapındaki arıcılar yıllık %30-%90 kayıp yaşadıklarını belirtti. Sadece Amerikada, düzenli olarak azalıyor. 98’de 5 milyon kovan sayısı bugün 2.5 milyon’a düştü. 2006’dan bu yana ‘Colony Collapse Disorder’ denilen olay bir çok ülkeyi etkiledi. Sebebinin ne olduğunu hala tam bilmiyoruz. Tek bildiğimiz çok ciddi olduğu. 10’larca yıldır bazı tehlikeli düşmanların istilasını gördük. Korku filminden çıkmış gibi duran parazitler, Acarapis woodi gibi, mikroskopik maytlar arıların trakelerini (nefes borusu) ele geçiriyor. Yumurtalarını yayıp kurbanın sıvısıyla besleniyorlar. Onları zayıflatıp, tüm hayatlarını arılarda sürdürüyorlar. Veya Varroa Desctructor, ismi gibi sadece arı kovanlarında çoğalıp arıların en büyük düşmanı haline geliyor. Dişi mayt, arının kan hücresine girip yumurtalarını larvalara yayıyorlar. Pupa döneminden önce ve kovan arıları hücrenin üstünü kapamadan önce. Yumurtalar kırılıyor ve genç maytlar ve anneleri, gelişen arıdan kapalı hücresi içerisinde güvenle besleniyorlar. Arı bu dönemde öldürülmüyor, sadece güçten düşüyor. Böylece arı hala hücresinden çıkabilecek güce sahip ve kendisini dışarı çıkartıyor. Yaptığında anne mayt ve yavruları da çıkıyor. Artık tüm kovana yayılabilirler. 10 günde bir bu döngüyü sağlıyorlar. Sadece bir kaç ayda sayıları fazlalaşıyor, bu da tüm kovanın çökmesine yol açabiliyor. Bir kere hücrenin dışına çıktıklarında arıların vücut sıvılarını da emebiliyorlar ve önemli ölçüde zayıflatıyorlar. Daha kötüsü virüs taşıyarak arılara daha da zarar veriyorlar. Bu da kusurlu arılara yol açıyor. İşe yaramayan kanatlar gibi.

Başka tehlikeler de var, virüs ve mantar gibi. Normal şartlar altında bu durum kontrol edilebilir olmalı ancak korkunç miktarlardaki arı kaybını açıklamaya yetmiyor. Geçtiğimiz senelerde arıları öldüren yeni böcek ilaçları tanıtıldı. Neonicotinoid’ler nikton ailesine benziyor 90’larda DDT’ye bir alternatif olarak onaylandı. Haşerelerin sinir sistemine saldırıyorlar. Bugün, en çok tercih edilen böcek ilacı olarak kullanılıyor. 2008’de dünya çapında 1.5 Milyar € satışı gördüler. Dünyadaki böcek ilacı satışının %24’ünü oluşturuyor. Amerika’da 2013’de neonicotinoid’ler kanola ve mısır bitkileri için kullanıldı. Ayrıca bitki ve meyvelerin büyük bir çoğunluğunda, elma, kiraz, şeftali, portakal, dutgiller, yeşil yapraklılar, domates ve patates, mısır gevreği içerikleri, pirinç, fındık, üzüm ve dahasında kullanıldı.

Arılar, polenleme sırasında zehirli su aracılığıyla zehirle temas ediyorlar. Sıkça da bu zehiri kovana getiriyorlar. Burada biriken zehir yavaşça tüm koloniyi öldürüyor. Toksinler, arılara bir çok korkunç şekilde zarar veriyor. Yeterli doz ile kasılma, felç ve ölüme yol açabiliyorlar. Ancak az bir miktarı bile ölümcül olmaya yeter. Arılara yol bulmayı unutturuyorlar, böylece arılar uzaklaşıp kaybolarak kovandan uzakta ölebiliyorlar. Bu durumun sıkça tekerrür etmesi kovanın kendini idame ettirmesine engel olur. Neonicotinoid’lerin arılara zararlı olduğunu biliyoruz, acil olarak bir alternatifine de ihtiyacımız var. Fakat bunu geciktirecek milyarlarca dolar söz konusu.

Kimya endüstrisinin finanse ettiği araştırmalar ise bağımsız bilim adamlarının dediklerinin aksine o kadar zehirli olmadığını söylüyor. Arıların ölümüne katkıda bulunan başka sebepler de var. Genetik çeşitsizlik, tek tip ürün üretmek, hızlı hasat yüzünden düşük besin düzeyi, zararlı insan aktiviteleri ve diğer zararlı böcek ilaçları. Her bir problem kendi başına arılar için büyük bir problem olsa da, bir arada muhtemelen ‘colony collapse disorder”ın (koloni çöküşü düzensizliğinin) sebebi oluyor. Son onlarca yıl içerisinde parazitlerin bu oyunu yüzünden bal arıları ölüm kalım savaşı veriyorlar.

Eğer kaybederlerse bir kaos olurdu. Eğer bolluk içerisinde yaşamaya devam etmek istiyorsak bu çözmemiz gereken bir muamma. İnsanlık dünya ve diğer yaşam formlarıyla derin bir bağlantıya sahip, öyle değilmiş gibi davransak da durum bu. Doğanın güzelliğini korumak için değilse bile hayatta kalmak için çevremizi korumak zorundayız.

SON YAZILAR
İLGİLİ HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.