Söz konusu şahsın hayatı boyunca, sırasıyla, üç adı olmuştur: Manjiro, John Mung ve Nakahama.
Manjiro
Manjiro’nun hikâyesi Ocak 1841’de, kendisi henüz 14 yaşında iken başlar. Manjiro bu tarihte doğduğu köyü terk ederek yanında dört kişi ile birlikte denize açılır. Ancak ortaya çıkan bir fırtına sonrasında içinde Manjiro ve diğer dört kişinin bulunduğu tekne kontrolden çıkarak üzerinde yaşanmayan küçük bir adaya vurur.
Grup beş ay sonra, adada aç kalıp bitap düşmüşken, kaptanı William H. Whitfield olan John Howland adlı gemi tarafından kurtarılacaktır. John Howland, 28 kişilik mürettebatı ile Ekim 1838’de Massachusetts’ten yola “balina avlamak” amacıyla çıkmış bir gemidir.
Kaptan William Whitfield, kurtarılan Japonların ülkelerine geri gönderilemeyeceğini bilmektedir. Çünkü Japonya’da iki yüzyıldır var olan “sakoku” politikası, yurt dışını ziyaret eden Japon denizcilerin ülkelerine dönmelerini yasaklamaktadır. Bu yasağı çiğnemenin cezası ölümdür. Bunun yanı sıra, yine “sakoku” dolayısıyla, yabancı bir deniz taşıtının herhangi bir Japon limanına demirlemesi de zaten yasaktır. Bu nedenle kaptan, kurtarılan 5 kişiyi, bir limana demirleyene kadar gemisinde çalıştıracaktır.
Manjiro, gemide geçirdiği süre zarfında İngilizce öğrenmeye ve az da olsa bu dili anlayıp konuşmaya başlar. Bu sayede kısa bir süre içerisinde gemi mürettebatı ile iyi ilişkiler geliştirir. Böylece mürettebat kendisini “John Mung” olarak çağırmaya başlar.
John Mung
5 aylık balina avı sonrasında gemi Honolulu’ya (Havai) demirler. Burada Kaptan Whitfield, Japonların yeni bir hayata başlayabilmeleri için onlara yardımcı olur. Küçük John Mung’u ise ayrıca sevdiğinden dolayı ona kendisiyle birlikte Massachusetts’e gitmeyi teklif eder. Bu teklifi kabul eden Mung, kaptanı ile birlikte Massachusetts’e Mayıs 1843’te varır ve orada ikamet etmeye başlar. Böylece John Mung, “Amerika’da ikamet eden kayıtlı ilk Japon” unvanını elde etmiş olur.
John Mung burada okula gider, İngilizce öğrenir ve 1844’te ünlü bir matematik, denizcilik ve keşif okulundan kabul alır. Her ne kadar Amerika’daki hayatı yeterince parlak olsa da John Mung, memleketi olan Japonya’ya bir gün geri dönmeyi hep hayal etmektedir.
19 yaşına geldiğinde Mung, Franklin adlı bir balina av gemisiyle tekrar denizlere açılarak dünyayı gezmeye başlar. Geminin Honolulu’ya demirlediği bir dönemde eski Japon arkadaşları ile buluşup onlarla görüşerek onları da bir gün Japonya’ya götüreceğini söyler.
Franklin tekrar Amerika’ya döndüğünde Mung hâlâ Japonya’ya dönebilecek kadar zengin değildir. Bu nedenle, para kazanabilmek amacıyla, Kaliforniya’da başlayan altın bulma macerasına katılır. Bu sayede birkaç ay içerisinde Japonya’ya dönmeye yetecek kadar para biriktirerek Honolulu’ya gider. Honolulu’da Japon arkadaşları ile tekrar buluşur ve orada bir tekne alıp bu tekneyi büyük bir gemiye koydurarak arkadaşları ile birlikte Japonya’ya doğru yola çıkar. Amacı Pasifik Okyanusu’nu büyük gemi ile geçtikten sonra Japon kıyılarına yaklaşınca küçük gemiyi suya indirerek ülkeye gizlice girmektir. Bu sayede, 1851 yılında, maceraları 10 yıl önce başlamış olan Japonlar Okinava kıyılarına ulaşırlar.
Burada Japon yetkililer tarafından yakalanırlar ve Amerika kıtası üzerine sorguya çekilirler. Mung (veya Manjiro) sorgu esnasında telgraftan, politikadan, demokrasinin faydalarından v.b. karmaşık konulardan bahsederek yetkili memurları biraz afallatır. Sonuç olarak Mung’un (artık 25 yaşındadır) köyüne dönmesine izin verilir. Ancak köyüne döndükten kısa bir süre sonra, kendisini sorguya çeken yetkili memurlardan ileri görüşlü birisi kendisinden genç samuraylara hocalık yapmasını rica eder. Bu sayede Mung, genç samuraylara Batı teknolojisini, denizciliği ve balina avını öğretir. Bir de Japonya’nın ilk İngilizce öğretmeni olarak Japonca dilinde bir İngilizce dili öğrenme kitabı/rehberi yayımlar.
Nakahama
1853 yılında Komodor[1] Matthew Perry Japonya kıyılarına yaklaşarak Amerikan hükümeti adına Japon limanlarının açılmasını ister. Bu isteğine cevap vermek için Japon hükümetine bir yıl süre tanır. Amerika ile bu türden ciddi sorunlar yaşanması üzerine Manjiro, Amerikan hükümeti ve kültürünün tek uzmanı olarak, başkente gider, burada yüksek bürokrasinin güvenini kazanır ve Şogun’un[2] samurayı olarak atanır. Bu dönemde kendisi, doğduğu köye atıfta bulunmak amacıyla, “Nakahama” adıyla anılacaktır.
Daha sonra Nakahama, Japon yönetimine daha büyük gemiler üretebilmesi için yardımcı olur, denizcilik ile ilgili metinleri çevirir ve bir denizcilik okulunda dersler verir. Bunun üzerine ülkenin ilk balina avı seferine rehberlik de eder ve 1860 yılında ülke sınırlarının açılmasını öngören bir antlaşmayı imzalayan delegasyonda yer alır. Kendisine “Japonya’nın dünyaya açılmasında en büyük rolü oynayan adam” denecektir.
İlerleyen dönemlerde Nakahama, diplomatik görevler için dünyayı dolaşacak ve son buluşmalarından 20 yıl sonra, 1871 yılında, kaptanı Whitfield ile tekrar buluşacaktır. Zaman ilerledikçe yeni nesil artık onun yapabildiklerini yapabilir duruma gelecektir, bunun üzerine Nakahama kendisini sosyal hayattan yavaş yavaş çekecektir.
1898 yılında hayatını kaybettiğinde Manjiro’nun öyküsü, kendi Japon ve Amerikan aileleri dışında, unutulacaktır. Ancak kendisinin yetiştirdiği becerikli ve ülkenin teknolojik ve politik gelişiminde önemli roller oynayacak olan öğrenciler sayesinde Manjiro’nun Japonya’nın geleceği üzerindeki etkisi, onun ölümünden sonra daha uzun yıllar devam edecektir.
[1] Büyük Britanya, Amerika ve Hollanda bahriyelerinde yüksek bir rütbe.
[2] Japonya ordularının en yüksek rütbeli kumandanı.